Bu yazıyı pek fazla kişi okumaz. Neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Çünkü bu yazıda magazin yok, reyting yok. Hangi ünlü nerede gezmiş, kim kiminle beraber desem; o da yok. Bunlar güzel yazılar değil. Bizim halkımıza dedikodu magazin vs.. yazılar yazacaksın. Ben buraya ne yazarsam yazayım, bu ülkedeki insanların çoğu magazin ve spor sayfasını okuyup gazeteyi bırakıyor. Değerli kocalarından dayak yiyen bir kadın bu yazıyı okusa bile kocası veya babası ne derse o olacak. Eğer art niyetli biri bir kıza tecavüz ediyorsa, devlet de tecavüzcüyü serbest bırakıyorsa ve gerekçe olarak ' kızın üstünde etek var, burada erkeğe ağır tahrik var' diyorsa; bu ülkeden bi halt olmaz. Benim doğudaki gariban kardeşim, annemin, bacımın buna gücü yetmez. Bu ülkede ne zaman bir erkek kadının sadece cinsel organdan ibaret olmadığını, kadının da bir kalbinin, duygularının olduğunu anlarsa o zaman bu ülke toparlanır. Ama bu ülkedeki insanlar eğitimi sadece okuldaki matematik ya da Türkçeden ibaret sayarsa; daha bizim gideceğimiz çok yol var..
Eskiden eğitimin farklı bir amacı vardı; iyi bir nesil yetiştirmek. Öğretmenler
Öğrencileri sadece sınava değil, hayata da hazırlar, onların başarılarıyla gurur duyarlardı. Ama maalesef bu ülkede kekeme, görme engelli veya fiziksel engelli olan öğretmenler var. Kimse yanlış anlamasın bu insanları küçümsediğimden veya aşıladığımdan değil; fakat şöyle de bir gerçek var ki her işin gerekliliği var. Yani şöyle söyleyebilirim. Düşünsenize kan görünce bayılan biri doktor olabilir mi? Olamaz değil mi? Hayır, yanlış düşünüyorsunuz! Tabi ki olur. Çünkü burası Türkiye.... İnsanların önüne bir sınav kâğıdı koyuyorlar ve sınavı geçersen meslek sahibi oluyorsun. Ben markette evim için alışveriş yapacağım zaman domatesleri bile seçip iyisini alıyorsam, yemek için yumuşak olanı alıyor, sert domatesi salata yapmak için ayıklıyorsam biz neden insanları yapacakları mesleğe ve göreve göre ayıklamıyoruz? İşte tek sorun bu. Bu ülke zekâyı ve başarıyı sınavdaki puan olarak görüyorlar. Ama kimse yemeklik mi yoksa salata için mi diye ayıklamıyor insanları...