"Arka bahçe"lerden bugüne...

HİKMET AKSOY

13-09-2018 19:35

Eğitim çalışmalarında bütünlüğü/birlikteliği sağlamak için 3 Mart 1924 tarihinde 430 sayılı "Tevhid-i Tedrisat Kanunu*" ile hükümler getirildi/konuldu.
Aradan 94 yıl geçti, bu konu hala tartışılıyor.
Ülkemizde  özellikle eğitim alanı son yarım yüzyılda herkesin farklı yoğurt yeyiş alanı oldu.
Devlet bir bütün olması gereken eğitim faaliyetleri içinde dinsel eğitimi de vermeye çalıştığını bilmeyen yok herhalde. 
Ama bundan şikayetçi olanların da varlığı öteden beri biliniyor.
Geçmişte, devletin bu "milli" görevini kendi amaçları için kullanmak isteyen kimi siyasetçiler bu alanda din eğitiminin ayrılığını/ayrıcalığını söz konusu yapınca   "ikibaşlılık" ortaya çıktı. 
Hatta bu siyasetçiler kendilerini öyle bir "imtiyaz"lı gördüler ki; devletin eğitim kurumu İmam Hatip Okulları için "Arka bahçemiz" tanımlamasını yaptılar.
Bir tarafta Milli Eğitim Bakanlığı... 
Diğer tarafta  -yine Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde olduğunu bildiğimiz-  dini kurslar...
Manzaranın pozitif-negatif görüntüsü ortada.
Bu konuda fazla söze gerek yok.

***

Gazetelerin birinde "Dinci derneklere yurt yapma izni!" başlıklı bir haber dikkatimi çekti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, "Kamu Taşınmazları Üzerinde Eğitim ve Yurt Faaliyetleri için Üst Hakkı Tesis Edilmesine İlişkin Yönetmelik"te değişiklikler yapmış.
Buna göre, Milli Eğitim Bakanlığı'nın izni ile kimi vakıf ve derneklere; mülkiyeti Hazine'ye ya da kamu ve kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesis edilerek eğitim ve yurt faaliyetleri için izin veriliyor.
Buna göre MEB, hükümetin "kamu yararına dernek" olarak kabul ettiği vakıflar yanında derneklere de kamu arazilerinde yurt açma olanağı tanıdı.
Söz konusu yönetmelik; Milli Eğitim Bakanlığı'nca kurum açma,  işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilen; Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflarca yürütülen; okul öncesi, ilkokul, ortaokul, ortaöğrenim kurumlarını açma ve işletme faaliyeti, yükseköğrenim için eğitim kurumu açılması, işletilmesi vb. konularında yeni hükümler getiriyor.

***

Böyle bir uygulama ne getirip-götürecek?
Bugüne bakarsak, "Milli" olduğu için "zorunlu eğitim" dönemi kabul edilen yaş grubu   
-kreş/anaokulu/ilkokul- alanında kimi dernek ve vakıfların girmesi, bu alanda faaliyet göstermesi doğru mu?
Doğru ise; o zaman "milli eğitim" alanı da özelleştirilmeye mi açıldı sorusu akıllara geliyor.
Devletin eğitim kurumları varken ve de belli yaş grubunun eğitimi "milli" öğretiler doğrultusunda zorunlu olarak devlet tarafından verilmesi gerekirken, bu alana kimi imtiyazlar tanınmış dernek ve vakıfların davet edilmesi...
Düşündürücü ve ilerisi için umut verici değil, gözüküyor.
Bunu görmek için göz doktoruna gidip gözlük almaya gerek yok.
Gerçek ortada...

***

Eğer bu ülkede eğitim faaliyetlerinin belli bir yaş grubu; yasa gereği milli/ulusal amaçlar için yetiştirilecekse ve bu öncelikli ise bu alanı bulandırmak -bizce- doğru olmaz.
Devlet, "Milli Savunma" gibi, "Milli Eğitim" alanını da aynı kutsal anlayış ve görüşle sahiplenmeli...
Tarikatların,  cemaatlerin, imtiyazlı kimi dernek ve vakıfların devletin yasa ile koruma altına aldığı yaş grubu çocuklarımızın eğitimine karışmaya hakkı olamaz!
.......................................................................................................................................
*Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarih ve 430 Kanun Numarsaı ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti'ne (Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'na) bağlanmasını öngören kanundur. 
Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun gerekçesi şöyle ifade edilmişti: 
"Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu ise, duygu ve düşünce ve düşünce birliği ile dayanışma amaçlarını tamamen yok eder."

DİĞER YAZILARI BİR DEMOKRASİ ÖĞRETMENİ (Faik Ahmet Barutçu’nun 60. Ölüm Yıldönümü Nedeniyle) 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 T.C. üzerinden oyun oynanıyor! 01-01-1970 03:00 Enflasyon hepimizin eseri... 01-01-1970 03:00 Oslo'da yine mi oyun tezgahlanıyor? 01-01-1970 03:00 Yerel seçim mi, genel seçim mi yapılıyor? 01-01-1970 03:00 Adana'da karikatürlü iki gün... 01-01-1970 03:00 Üstad Yaşar Özen'in ardından... 01-01-1970 03:00 Ucuz etin yahnisi demokrasi!.. 01-01-1970 03:00 Yasa sollamanın bir yolu da takiye... 01-01-1970 03:00 Belediyeler kent insanına ne gözle bakıyor? 01-01-1970 03:00 Eğitimde "Kırmızı Çizgi..." 01-01-1970 03:00 Lodos, Karayel, karışık havalar... 01-01-1970 03:00 Haram olsun!.. 01-01-1970 03:00 Vah ki, vah!... 01-01-1970 03:00 Atatürk'ü anlamak (2) 01-01-1970 03:00 Atatürk'ü anlamak...(1) 01-01-1970 03:00 ABD'nin üç terörist tuzağı.. 01-01-1970 03:00 Oh, güzel başkanlık!.. 01-01-1970 03:00 Emekliye kredi verilecekse... 01-01-1970 03:00 Vekil de bunu düşünmeli... 01-01-1970 03:00 VATAN'a haksızlık yapıldı... 01-01-1970 03:00 "Döne döne umutlara sevilere.... 01-01-1970 03:00 Bilgi, cehalet, siyaset ve demokrasi... 01-01-1970 03:00 Demokrasi ve "düzgün adam..." 01-01-1970 03:00 Yerel seçimler bir demokrasi fırsatıdır 01-01-1970 03:00 Şimdi kılıf zamanı!.. 01-01-1970 03:00 Yine belediyeler üzerine... 01-01-1970 03:00 Tarımı sahiplenme zamanı... 01-01-1970 03:00 Sonbahar göçleri: Güler ve Karakoç... 01-01-1970 03:00 İnsan değişiyor ama... 01-01-1970 03:00 "Devletin memuru" kavramı... 01-01-1970 03:00 Demokrasinin gereği ve yerel seçimler... 01-01-1970 03:00 Nereye böyle? 01-01-1970 03:00 Kaşıkçı kaçırılmış da olabilir 01-01-1970 03:00 Yerel seçimler, genel seçim değildir 01-01-1970 03:00 Yerel yönetimde reklam ve güzel bir örnek... 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Ne zaman sizi harcasın, ne de siz zamanı... 01-01-1970 03:00 Ekonomide çıkış yolu var ama... 01-01-1970 03:00 Ah mazi sen ne güzeldin... 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Yarın kadar dün de önemlidir, 01-01-1970 03:00 Mutlaka "günlük" tutunuz... 01-01-1970 03:00 Tarım ekonomisi nerede? Sanayii ne oluyor? 01-01-1970 03:00 Demokrasi, Siyasetçi ve Bağımsız yurttaş... 01-01-1970 03:00 Nereye böyle? 01-01-1970 03:00 Kadınlar ve ekonomi 01-01-1970 03:00 Kendi kendini atlatanlar, aldatanlar... 01-01-1970 03:00 İnsan olan herkesin görevi.. 01-01-1970 03:00 Un, su, şeker var ama... 01-01-1970 03:00 Kimi "Hin oğlu hin" insanlar... 01-01-1970 03:00 İletişim cahilliği, kişiler ve kurumlar... 01-01-1970 03:00 Ulus heyecanı ve demokrasi iklimi... 01-01-1970 03:00 Siyasetçi "Kır Şarkısı" söylemeli... 01-01-1970 03:00 Batı'da olsaydı... 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Bakanı Selçuk'a başarılar dileriz 01-01-1970 03:00 Büyük Zafer ve Demokrasi Savaşı... 01-01-1970 03:00 30 Ağustos Zaferi'ni düşünmek... 01-01-1970 03:00 Avrupa Avrupa derken Ortadoğulu olmak... 01-01-1970 03:00 Bu anlayışla daha acılar yaşarız... 01-01-1970 03:00 Batı'nın samimiyetsizliği ve Türkler... 01-01-1970 03:00 Simgelere sığınmanın anlamı... 01-01-1970 03:00 ABD yanlış yolda... 01-01-1970 03:00 BEKLERİM 01-01-1970 03:00 Meral Akşener bırakmamalı... 01-01-1970 03:00 Ekonomi ve Pazarlar vişnesi/kirazı... 01-01-1970 03:00 Bir gazete niçin ölür? 01-01-1970 03:00 Bu haksızlık değil mi? 01-01-1970 03:00 BEŞİKDÜZÜLÜ ÖĞRETMEN BARIŞ ELÇİSİ KADIN SEÇİLDİ 01-01-1970 03:00