Büyük Zafer ve Demokrasi Savaşı...

HİKMET AKSOY

31-08-2018 20:44

Doksan altı yıl önce Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği "Başkomutanlık Meydan Savaşı"nda Batılı işgal ordularına son ve kesin darbe indirildiğinde dünya tarihine de not düşüldü: "Türkler yenilebilir, ama asla esir edilemezler..."
Bu zafer  - dün de, bugün de- en büyük bir mutluluktur hepimiz için...
Peki bu zafer kazanılmamış olsaydı ne olacaktı?
Böyle bir soruyu bugün  ülkenin geleceğini düşünen duru kafalar/beyinler düşünebiliyor  ancak...
Düşünenler, zafer tarihi 1922'den bugüne geçen süreci sağlıklı şekilde değerlendirip, neyin, nasıl olması  gerektiği konusunda kafa yoruyorlar.
Ülkenin sorunlarına çözüm yolları arıyorlar.
Kimileri de; Ağustos böceği örneği, önemsemedikleri "demokrasi savaşı" konusunda ileri-geri ötüp duruyorlar.
Bir yanda "Büyük Zafer"in 96. yıldönümü kutlamaları...
Öte yanda demokrasi zaafiyeti.
Mutluluktan çok, zaman-zaman üzüntü dolu günler/yıllar da yaşıyoruz.

***

"Büyük Zafer" sonrasında ikinci büyük savaşın ekonomi alanında verileceğini 17 Şubat 1923 tarihinde  "İzmir İktisat Kongresi"nde açıklayan -Yüce Rabb'in ulusa büyük lütfu- Mustafa Kemal Atatürk'ün hedefinde bu kez her alanda kalkınmış, çağdaş bir Türkiye vardı.
Özellikle de yönetimin demokratikleşmesi konusu O'nun aydınlık beyninde  bir ideal olarak yerleşmiş, gerçekleşmesi için de zaman ve zeminin hazır olmasını bekliyordu hep.
Nitekim, 17 Kasım 1924 tarihinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını/partisini bu amaçla kurmuş, özlediği "Çok partili sistem"i ülke yönetiminde yer alsın istemişti.
Bu deneyim, kimi gerici, Cumhuriyet düşmanı çevrelerce sabote edilince söz konusu girişim akim kaldı, parti de kapatıldı.
İkinci deneyim ise Atatürk'ün direktifleriyle arkadaşı  Fethi Okyar tarafından yapıldı.
12 Ağustos 1930'da kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası da birinci denemedeki olumsuzlukları tekrar ülke gündemine getirince kapandı.
Mustafa Kemal Atatürk, kurduğu Cumhuriyet yönetimini demokratikleşme/çağdaşlaştırma  idealindeki iki girişiminden sonuç alamadı.
"Atatürk, adil, güvenli, sevilen ve bütün bir milleti istediği gayeye götürmesini bilen bir şefti. O, aslında demokratın ta kendisi idi. O, bu milleti en iyi anlayan; O bu milletin ruh ve karakterine en iyi vakıf olandı. O, zamana göre hal ve hareketini ayarlamasını bildiği için yaptığı (iki) demokrasi denemesinde istediği olgunluğu göremediği, bulamadığı içindir ki, demokrasi hareketini durdurmayı uygun gördü.* 
Mustafa Kemal Atatürk, 10 Haziran 1937  tarihinde Trabzon'u son ziyaretinde kendilerine "-Paşam, Çok Partili Sisteme ne zaman geçilecek?" sorusunu şöyle yanıtlamıştı:
"-Müdafaa-i Hukuk zamanında başlayıp gelen hizip, fırka teşekküllerinden aldığımız intibah, bize ne Meclis dahilinde ve ne de hariçte hizip ve fırka teşkiline imkan olmadığını gösteriyor ve olmayacak da... Daha en az 20 sene Halk Fırkası rakipsiz olarak yürüyecektir. (.......) Fırkamızda menafii umumiyeden başka şahsi hiçbir menfaatine yeri olmadığını herkes ve her aza kat'i bilmelidir."**
Şimdi şöyle bir soruyu herkes sorabilir. Atatürk'ün 1937'de Trabzon'da" Daha en az 20 sene Halk Fırkası  rakipsiz olarak yürüyecektir" direktifi bir yıl sonra vefatıyla hükümsüz olacak, yeni "Milli Şef" İsmet İnönü 1946'da ülkede "Çok Partili Dönem"i başlatacaktı.
Bu, bulunmaz bir fırsattı "Cumhuriyet ve demokrasi aşıkları" için...
Ama yine eski alışkanlıklar/inanışların karşı duruşları vardı ülkeye getirilmek istenen demokrasi havası için.
DP uyguladığı siyaset anlayışıyla başarısız bir demokrasi hamlesi oldu.
Arkasından gelen darbeler, darbe girişimleri...
Huzursuzluklar... Duraklama ve yaşanan sorunlar.
Cumhuriyet Devletini kurup zaferleri savaş alanlarında şehitler vererek, kan akıtarak kazanan bu Ulus, demokrasi savaşında Atatürk'ün kurmak istediği "Çok Partili Sistemi"
de geliştirmek/yaşatmak sorumluluğunu taşıyor.
Bu sorumluluğun, bu demokrasi savaşının  ihmal edilir ve unutulur bir yanı/yönü olamaz.

DİĞER YAZILARI BİR DEMOKRASİ ÖĞRETMENİ (Faik Ahmet Barutçu’nun 60. Ölüm Yıldönümü Nedeniyle) 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 T.C. üzerinden oyun oynanıyor! 01-01-1970 03:00 Enflasyon hepimizin eseri... 01-01-1970 03:00 Oslo'da yine mi oyun tezgahlanıyor? 01-01-1970 03:00 Yerel seçim mi, genel seçim mi yapılıyor? 01-01-1970 03:00 Adana'da karikatürlü iki gün... 01-01-1970 03:00 Üstad Yaşar Özen'in ardından... 01-01-1970 03:00 Ucuz etin yahnisi demokrasi!.. 01-01-1970 03:00 Yasa sollamanın bir yolu da takiye... 01-01-1970 03:00 Belediyeler kent insanına ne gözle bakıyor? 01-01-1970 03:00 Eğitimde "Kırmızı Çizgi..." 01-01-1970 03:00 Lodos, Karayel, karışık havalar... 01-01-1970 03:00 Haram olsun!.. 01-01-1970 03:00 Vah ki, vah!... 01-01-1970 03:00 Atatürk'ü anlamak (2) 01-01-1970 03:00 Atatürk'ü anlamak...(1) 01-01-1970 03:00 ABD'nin üç terörist tuzağı.. 01-01-1970 03:00 Oh, güzel başkanlık!.. 01-01-1970 03:00 Emekliye kredi verilecekse... 01-01-1970 03:00 Vekil de bunu düşünmeli... 01-01-1970 03:00 VATAN'a haksızlık yapıldı... 01-01-1970 03:00 "Döne döne umutlara sevilere.... 01-01-1970 03:00 Bilgi, cehalet, siyaset ve demokrasi... 01-01-1970 03:00 Demokrasi ve "düzgün adam..." 01-01-1970 03:00 Yerel seçimler bir demokrasi fırsatıdır 01-01-1970 03:00 Şimdi kılıf zamanı!.. 01-01-1970 03:00 Yine belediyeler üzerine... 01-01-1970 03:00 Tarımı sahiplenme zamanı... 01-01-1970 03:00 Sonbahar göçleri: Güler ve Karakoç... 01-01-1970 03:00 İnsan değişiyor ama... 01-01-1970 03:00 "Devletin memuru" kavramı... 01-01-1970 03:00 Demokrasinin gereği ve yerel seçimler... 01-01-1970 03:00 Nereye böyle? 01-01-1970 03:00 Kaşıkçı kaçırılmış da olabilir 01-01-1970 03:00 Yerel seçimler, genel seçim değildir 01-01-1970 03:00 Yerel yönetimde reklam ve güzel bir örnek... 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Ne zaman sizi harcasın, ne de siz zamanı... 01-01-1970 03:00 Ekonomide çıkış yolu var ama... 01-01-1970 03:00 Ah mazi sen ne güzeldin... 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Yarın kadar dün de önemlidir, 01-01-1970 03:00 Mutlaka "günlük" tutunuz... 01-01-1970 03:00 Tarım ekonomisi nerede? Sanayii ne oluyor? 01-01-1970 03:00 Demokrasi, Siyasetçi ve Bağımsız yurttaş... 01-01-1970 03:00 Nereye böyle? 01-01-1970 03:00 Kadınlar ve ekonomi 01-01-1970 03:00 Kendi kendini atlatanlar, aldatanlar... 01-01-1970 03:00 "Arka bahçe"lerden bugüne... 01-01-1970 03:00 İnsan olan herkesin görevi.. 01-01-1970 03:00 Un, su, şeker var ama... 01-01-1970 03:00 Kimi "Hin oğlu hin" insanlar... 01-01-1970 03:00 İletişim cahilliği, kişiler ve kurumlar... 01-01-1970 03:00 Ulus heyecanı ve demokrasi iklimi... 01-01-1970 03:00 Siyasetçi "Kır Şarkısı" söylemeli... 01-01-1970 03:00 Batı'da olsaydı... 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Bakanı Selçuk'a başarılar dileriz 01-01-1970 03:00 30 Ağustos Zaferi'ni düşünmek... 01-01-1970 03:00 Avrupa Avrupa derken Ortadoğulu olmak... 01-01-1970 03:00 Bu anlayışla daha acılar yaşarız... 01-01-1970 03:00 Batı'nın samimiyetsizliği ve Türkler... 01-01-1970 03:00 Simgelere sığınmanın anlamı... 01-01-1970 03:00 ABD yanlış yolda... 01-01-1970 03:00 BEKLERİM 01-01-1970 03:00 Meral Akşener bırakmamalı... 01-01-1970 03:00 Ekonomi ve Pazarlar vişnesi/kirazı... 01-01-1970 03:00 Bir gazete niçin ölür? 01-01-1970 03:00 Bu haksızlık değil mi? 01-01-1970 03:00 BEŞİKDÜZÜLÜ ÖĞRETMEN BARIŞ ELÇİSİ KADIN SEÇİLDİ 01-01-1970 03:00