Kuzey Irakla ilişkilerimiz

Kemal Siyahhan

24-09-2017 20:38

Irak-İran –Suriye bu üç ülkeyle bu güne kadar yakınlaşmadığımız kadar Irak’ın Kürt Bölgesiyle yakınlaşmıştık. Yalnızca Erbil’de 2500 Kobi, yani şirketlerimizin yatırımları var. Mefruşat, giyim gıda, inşaat neredeyse bütünüyle iç içe geçmiş gibiydik. Karadenizli bir dostum aynen şöyle demişti “Ben Kürtleri sevmezdim ama orada mağaza açtıktan sonra fikrim çok değişti, daha uçaktan indikten sonra bindiğim taksiye Türküm dediğimde para bile almamaya çalışan Kürtlere rastladım” dedi. Bu insanların Türkiye’ye aidiyete dayalı sevgileri olsa da işin diğer yanı var ki aslında kafaları çok karıştıran yan o yan. Yıllarca Saddam’ın zehirli gazlarından çektiler, sonra Işıt, ardında Şiilerden Haşdi Şabi’den daha Ezidi Kürtler ‘in çektikleri ise sözcüklerle ifade edilmez, kızları kadınları esir edilip satılırken erkeklerin kafaları kesildi peki bunu kim yaptı? Işıt, onlar kim? Irak’ın Sünni kesiminde türemiş cani çeteler. Bize sınırsız kapılarını açan bu insanların kendilerini güvende hissetmek istemelerini anlamak lazım, devlet kurup kurmamaları anlamında değil zalimlere karşı ve başkalarının inisiyatifine vicdanına yaşamlarını terk etmelerini beklemek ne kadar doğru olur diye düşünmek lazım. Bu yüzden onlarla savaşmak yerine onların ayakta durmaları cani çetelere karşı güçlü olmalarına yardımcı olmak lazım, bunu yaparken Türkiye’nin çıkarlarına da zarar vermeden tabi. Şayet devlet kurmaları engellenirse onların yaşamları Haşdi Şabi veya Irak’ta Şii inisiyatifi yerine çok daha sağlıklı bir anayasa ile güvence altına alınması en doğal hakları sayılmalı. Kürtler ve Türkler yürek bağıyla birbirine bağlıdır ve iç içedir, bağlı da olmalıdır, aynı coğrafyada olduğumuza göre başka kıtalardan gelecek zalimlerin oyuncağı olmamak lazım. Kültürel engellemeler ve dil sorunuyla ortaya çıkan sorunlar ise akılla çözülmeli ve reformlar yapılarak çözülmelidir. İnsanın gelişmesi eğitilmesi memleketin değer kazanmasının yolu sayılabilir. Bu nedenle Irak Kürtleri bu ülkeye ne kadar aidiyet duyuyorsa bizim insanımızın da onlara sevgiyle bakmaları, o toprakların bizim topraklarla bağlantısının kardeşliğinin olduğunu düşünmesi lazım. Musul, Kerkük gibi şehirlerde Türkmenler, Araplar var, Kürtler kendilerine yapılmış haksızlıklardan kurtulup yol ararken başkalarının haklarını yok saymamalı ve daha geniş anlaşılır yollar bulmanın çabası içinde olmalıdırlar. Oldu bittiler hiç bir zaman sonuç getirmiyor ve uzun yıllara yayılan acıları da beraberinde getiriyor. Gelecekte Irak Kürtleri hayatlarını anayasal güvenceyle garantiye alıp ayrı devlet bir yana batıya açılan tüm sınırları kaldırmanın yollarını aramalı, bu çok daha mantıklı olurdu. Savaşmak yerine onlara olduğu kadar bizlere de bu konuda çok iş düşüyor. Avrupa’da olduğu gibi Kürtlerle Türkler coğrafyada serbest dolaşımın yollarını aramalı.

DİĞER YAZILARI Köleliğin getirisi körelme... 01-01-1970 03:00 Cem Karaca denince hüzünlenirim çünkü... 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM 01-01-1970 03:00 "DEDEMİN AYAKKABILARI" adlı roman 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM 01-01-1970 03:00 Kimler geldi kimler geçti 01-01-1970 03:00 Kronali günlerde maskenin önemi 01-01-1970 03:00 BİR YANIM AMERİKA 01-01-1970 03:00 EĞİTİM SİSTEMİ ÜZERİNE 01-01-1970 03:00 Mülteci romanım 01-01-1970 03:00 İNSAN HAKLARININ TEMEL KOŞULARI 01-01-1970 03:00