Kendisini Dev Aynasında Görmek (KİBİR)

Mevlüt BAYRAKTAR

27-12-2016 07:26

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin. (isra 37)

Allah’ü teala Kur’an da ne güzel tasvir ediyor, çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan; Kibri. Kibir, şöhret veya makam hastalığına yakalanan insanları…

Belki birçoğumuz karşılaşmışız bu tip insanlara. Olmadıkları halde kendilerini büyük gören, üstün gören, olduklarından çok daha fazla kendilerini güçlü gösteren insanlara.

Aslında bu kişiler kendiliğinden böyle düşünmezler ve davranmazlar, bunları çevresindeki halk tabiriyle şak şakçılar yüceltir ve bu konuma getirir. Büyüksün, yaparsın, değerlisin, haklısın havalarıyla bu kişiler ulaşılamaz duruma gelir

Her insanın doğasında kendine önem verilmesini vardır. Güzel işler yaptığında da yaptıklarının insanlar tarafından taktir edilmesini de ister. Aykırı olan bu insan veya insanlar yaptıklarının başkaları tarafından asla yapılamayacağını ve kendisinin ulaşılmaz biri olarak görmesidir. İşte bu kişiler kendilerini dev aynasında gören, insanlardan kendilerini tamamen soyutlayan insanlara dönüşüyor.

Bu hastalık dediğimiz, kibir ve böbürlenmek, yürürken yeri deleceğini, dağlara boyca ulaşacağı düşüncesi maalesef bölgemizde çok daha fazla kendisini gösteriyor. Bir mevkie gelen, bir koltuk kapana bakıyorsunuz hemen insanlara tepeden bakmaya başlıyor. Bu gibi insanların psikolojileri incelendiğinde aslında bu gibiler bu makam ve mevkilere gelmeden önce hayatlarında hep aşağılık kompleksleriyle yaşamış insanlardır. Bunlar insanlık adına hiçbir şey yapmamış ve bu yüzden İnsanlar kendilerine önem vermemiş kişilerdir. Ve bunlar iktidara ve mevkiye geldiğinde üstünlük ve kompleksine girer ve bu hastalık gitgide ağırlaşır hatta öyle bir hal alır ki Nemrut’un Hz İbrahim’le tartıştığı noktaya gelir’ ‘Hani bir zamanlar İbrahim ona ‘Rabbim yaşatan ve öldürendir’ demişti. O ‘Ben de yaşatır ve öldürürüm’ diyerek karşılık vermişti’

Bu konuda en güzel örneği Mevlana Nesnevide yazmış; Bir sinek, eşek sidiğinin üzerinde gezinen saman çöpünün üstüne konar ve sonra bir gemi kaptanı gibi başını yukarı doğru kaldırır ve sinek :“ben bu denizin ve gemiciliğin mektebinde okumuş; Epey müddet zaman ve emek harcamış adamım” demeye başlar, çünkü sinek o anda kendinde bulunan kibre yenik düşmüştür, sinekliğine, acizliğine bakmadan, kendisini bir deryada bir geminin kaptanı olarak görmeye başlar ve üstüne üstlük bunu da kendi çalışması sonucu yaptığına inanır.

Ne güçlü tiranlar, sultanlar krallar, şahlar kibre kapılıp yok oldu ve üstüne üstlük tüm bunlar küçük şeylerle yok oldu. Örneğin kibirde öyle aşırıya gitmişti ki Nemrut ‘yeri göğü kendisinin yarattığına inanmaya başlamıştı’ gücüyle, şiddetiyle ve çevresindeki yardakçılarıyla emri altındaki halka korku salıyordu ama ne oldu kocaman Nemrut bir sivrisinek’in saldırısıyla günlerce acı çekerek yok oldu.

Ne kadar iğrenç ve ne kadar basit değilmi? Bir insan kendisinin nerden geldiğini unutup kibre kapılması, kendisini diğer insanlardan ayrı tutması…

Yazımın sonuna yine yüce Kur’an’dan bir ayetle son veriyorum

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz (Enbiya-35)

Mevlüt Bayraktar

DİĞER YAZILARI Haklı Kalmak 01-01-1970 03:00 Her İt Sahibinin Avlusunda İyi Havlar 01-01-1970 03:00 ÇILDIRMAK VE DELİRMEK İYİDİR BAZEN 01-01-1970 03:00 Geçmişe Bakınca Anlıyor İnsan 01-01-1970 03:00