https://www.irfangazetesi.com/files/uploads/user/-42ec7e8a42.jpg
HİKMET AKSOY

İletişim cahilliği, kişiler ve kurumlar...

07-09-2018 20:33

İletişim cahilliği, kişiler ve kurumlar...

Kimi zaman şaşırıp kalıyorum.
Yasalar niçin yayımlanıp/çıkarılır? Elbetteki kurulu düzenin sürmesi, kişinin hak ve hukukunun korunması, insanların mutlu olmaları için...
Bu açıdan bireysel ve toplumsal yaşamda kişilere düşen görev; demokratik yasaların kendilerine çizdiği alanda özgürlüklerini kullanmak ve böylece yaşayıp gitmek...
Acaba böyle mi  oluyor?
Yaşamın kimi alanlarında sorumluluk alıp hizmet verecek olanlar; kimi zaman görev alanı zorlaması/tecavüzü yaparak kişinin yasal alanına giriyor, mağduriyet yaratıp, kendilerine haklılık görüntüsü yaratmıyorlar mı?
Burada kişi ya da kişiler ile onlara karşı duran yasa koruyucu güçlerin birbirlerine haklılıklarını kim belirleyecek?
Elbetteki adalet örgütü/mahkemeler...
Yani bağımsız, adil mahkemeler...

***

İşte size örnekler:
Yerel seçimler yaklaşıyor ya; siyaset cephesinde sular ısınmaya başladı.
Sizin telefonunuza da hiç tanımadığınız kişilerden Cuma günü mesajları, günaydın/hayırlı işler ve de hayırlı geceler mesajları/iletileri geliyor mu?
Milletvekillerinden, belediye ve parti başkanlarından da mesajlar yağıyor telefonuma her gün...
Siyaseti -hiç dürüst yapılmadığı için- sevmiyorum son zamanlarda...
Bu görüşümü yakın çevrem ve siyasetçiler biliyorlar. Ama yine de mesajlar bir birini izliyor.
Münasebetsizlik!.. Saygısızlık... Ve de bana göre suç da!..
Şikayet etsem ne yazar!

***

Şu satırları yazdığım sırada belediye hoparlörü acılı haberleri birbiri ardınca duyuruyor.
Hem de nasıl bir sesle!.. Kulakların zarı zorlanıyor.
Bilmem ne mahallesinden, bilmem ne oğullarından, müteveffa (ölü) bilmem kim oğlu, bilmem kim vefat etmiş...
Allah Rahmet eylesin de, bana ne!.. 
Tanımam, bilmem, yaşamımda hiç karşılaşmamışım... 
Belediye hoparlörü ölünün yakınlarının adlarını oğlundan yeğenine, eniştesinde dayısına değin o alanda kimler varsa dakikalarca söylüyor. Ölüm ilanını her söyleyişte iki kez yineliyor. İlan günde en az üç kez tekrarlanıyor.
Allah Rahmet eylesin, eğer o gün iki ya da üç cenaze varsa -artık siz düşünün- gürültü kirliliğini... 
Kulaklarını tıka da dakikalarca bekle, bitsin acılı duyurular.
Aslında belediyenin böyle bir duyuru görevi de yok , ama şu oy meselesi var ya..
Bir cenaze varsa Müftülükçe cenazenin kaldırılacağı camiinden sala okunur. Usul/gelenek bu... Ama, şu siyaset olmasa...

***

Okullar açılıyor. Dert/sorun aynı... Ve de bu yıl da devam ediyor.
Kanser yapan ve hormon sistemini bozan kırtasiye ürünleri çocuklarımızın sağlığını tehdit ettiğine ilişkin haberler var gazetelerde.
TÜRK Standartlar Enstitüsü (TSE) okul alış-verişi öncesinde velilere kalitesiz ve standart dışı kırtasiye malzemesi almamaları konusunda uyarıda bulundu.
Çok yerinde, zamanında ve de anlamlı bir uyarı...
Peki, böyle zararlı okul malzemeleri niçin ithal ediliyor? Ya da ülkede üretilirken kontrole alınıp imha edilmiyor?
Niçin çocuklarımız, yasaların koruması altındaki alanlarına dışarıdan böyle bir saldırı yapılıyor?
Tam da yeri... Yazmadan geçemeyeceğim, belediyeler kanser yapan ve hormon sistemini bozan kırtasiye ürünleri konusunda da hoparlörle velileri uyarsalar ya!..

***

Tam yazımı bitirdim, gönderecektim ki; Büyükşehir Belediyesinden telefon geldi;
"- Başkanımız sizi bugünkü maça davet ediyor..." çağrısı...
Gülsem bir türlü, ağlasam bir türlü...
Ah siyaset ah!.. Sen yok musun sen!..

***

İletişim çağında, iletişim araçlarını kullanmayı bilmemenin cahilliğini yaşıyoruz.

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI BİR DEMOKRASİ ÖĞRETMENİ (Faik Ahmet Barutçu’nun 60. Ölüm Yıldönümü Nedeniyle) T.C. üzerinden oyun oynanıyor! Enflasyon hepimizin eseri... Oslo'da yine mi oyun tezgahlanıyor? Yerel seçim mi, genel seçim mi yapılıyor? Adana'da karikatürlü iki gün... Üstad Yaşar Özen'in ardından... Ucuz etin yahnisi demokrasi!.. Yasa sollamanın bir yolu da takiye... Belediyeler kent insanına ne gözle bakıyor? Eğitimde "Kırmızı Çizgi..." Lodos, Karayel, karışık havalar... Haram olsun!.. Vah ki, vah!... Atatürk'ü anlamak (2) Atatürk'ü anlamak...(1) ABD'nin üç terörist tuzağı.. Oh, güzel başkanlık!.. Emekliye kredi verilecekse... Vekil de bunu düşünmeli... VATAN'a haksızlık yapıldı... "Döne döne umutlara sevilere.... Bilgi, cehalet, siyaset ve demokrasi... Demokrasi ve "düzgün adam..." Yerel seçimler bir demokrasi fırsatıdır Şimdi kılıf zamanı!.. Yine belediyeler üzerine... Tarımı sahiplenme zamanı... Sonbahar göçleri: Güler ve Karakoç... İnsan değişiyor ama... "Devletin memuru" kavramı... Demokrasinin gereği ve yerel seçimler... Nereye böyle? Kaşıkçı kaçırılmış da olabilir Yerel seçimler, genel seçim değildir Yerel yönetimde reklam ve güzel bir örnek... Ne zaman sizi harcasın, ne de siz zamanı... Ekonomide çıkış yolu var ama... Ah mazi sen ne güzeldin... Yarın kadar dün de önemlidir, Mutlaka "günlük" tutunuz... Tarım ekonomisi nerede? Sanayii ne oluyor? Demokrasi, Siyasetçi ve Bağımsız yurttaş... Nereye böyle? Kadınlar ve ekonomi Kendi kendini atlatanlar, aldatanlar... "Arka bahçe"lerden bugüne... İnsan olan herkesin görevi.. Un, su, şeker var ama... Kimi "Hin oğlu hin" insanlar... Ulus heyecanı ve demokrasi iklimi... Siyasetçi "Kır Şarkısı" söylemeli... Batı'da olsaydı... Milli Eğitim Bakanı Selçuk'a başarılar dileriz Büyük Zafer ve Demokrasi Savaşı... 30 Ağustos Zaferi'ni düşünmek... Avrupa Avrupa derken Ortadoğulu olmak... Bu anlayışla daha acılar yaşarız... Batı'nın samimiyetsizliği ve Türkler... Simgelere sığınmanın anlamı... ABD yanlış yolda... BEKLERİM Meral Akşener bırakmamalı... Ekonomi ve Pazarlar vişnesi/kirazı... Bir gazete niçin ölür? Bu haksızlık değil mi? BEŞİKDÜZÜLÜ ÖĞRETMEN BARIŞ ELÇİSİ KADIN SEÇİLDİ