ŞANLIURFA
Giriş Tarihi : 21-12-2017 00:08   Güncelleme : 21-12-2017 00:08

Çin Halk Cumhuriyeti Pekin Büyükelçisi A.Emin Önen, Çin için Uzakdoğu kavramını kabul etmiyor; “Uzakbatı kavramı olmadığı gibi Uzakdoğu kavramı da olmaması gerekiyor”

Çin Halk Cumhuriyeti Pekin Büyükelçisi A.Emin Önen, Çin için Uzakdoğu kavramını kabul etmiyor; “Uzakbatı kavramı olmadığı gibi Uzakdoğu kavramı da olmaması gerekiyor”

Çin Halk Cumhuriyeti Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen, Türkiye ve Çin'in coğrafi olarak birbirine uzak olmadığını ve Çin için Uzakdoğu kavramını kabul etmediğini belirterek, Uzakbatı kavramı olmadığı gibi Uzakdoğu kavramının da olmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin yeni Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen, Türkiye ve Çin'in coğrafi olarak birbirine uzak olmadığını savunurken “Ben Uzakdoğu kavramını da reddeden bir Büyükelçi olacağım" dedi.

“Görevim süresince en çok çaba sarf edeceğim konu, Çin’deki Türk sayısını ve Türk varlığını artırmak olacaktır” diyen Çin/Pekin Büyükelçisi Emin Önen, “İstanbul başta olmak üzere Çinli turistlerin ülkemizde ilgi duyduğu destinasyonlara turizmi canlandırmak amaçlı projeler yapabiliriz. Türkiye birçok turizm seçeneğine ev sahipliği yapabilecek kadar geniş bir yelpazeye sahip. Turizm tanıtımlarının son yıllarda Çinli turistlerin beklentileri doğrultusunda, profesyonelce ve yoğun bir şekilde yapılması sonuç vermeye başladı” dedi.

Türkiye ve Çin, birbirini batılı kaynaklar üzerinden okuyor

Büyükelçi Önen, "Türkiye ve Çin’in birbirini Batılı kaynaklar üzerinden okuduğunu görüyoruz. Çin’de yaşamış, bu ülkeyi bilen, bu halkın konuştuğu dili konuşabilen ve o topluma uyum sağlamış bizden olan insanlara ihtiyacımız var. Türkiye ve Çin halklarının birbirlerini kendi gözünden okuyup kendi toplumuna anlatması gerektiğine inanıyorum. Çin’in Türkiye ile sosyal, kültürel ve aile yaşamı anlamında birçok benzer özellikleri var. Ancak biz, benzerlikleri bize bakan yönüyle ve kendi gözümüzden göremediğimiz için bunların farkına varamıyoruz. Görev süremde en çok çaba sarf edeceğim konu, Çin’deki Türk sayısını ve Türk varlığını artırmak olacak. En büyük hedefimiz bu olacak. Çin kültürünü, dilini öğrenmeden, insanını tanımadan, burada yaşamadan öğrenilecek bir ülke değil. Burada bizim ortak kültürümüz ve ortak tarihimiz var. Yaşadığımız etkileşimler var. Çin ile Türkiye’nin, aracıları devre dışı bırakıp birbirini kendi gözlerinden doğru bir şekilde tanıması gerekiyor” diye konuştu.

Çin ve Türkiye uzak değil

Büyükelçi Önen, “Ben Uzakdoğu kavramını da reddeden bir Büyükelçi olacağım” diyerek, “Asya’nın doğu ucunda bulunan Çin’in Türkiye’ye ne kültürel ne de coğrafi olarak uzak olmadığına inanıyorum ve herkesin de bunu kabul etmesini arzuluyorum. Çin gerçekten bize hiç uzak değil. Zaten onlar da bizim gibi düşünmeye başlıyor ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Çin’in, terörle mücadelede Türkiye’yle işbirliğini artırmak istediğini de söylüyor. Bilindiği gibi; 10 Ağustos’ta Türkiye tarihinde ilk kez halkın doğrudan katılımıyla Cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlendi. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, oyların % 52’sini alarak seçimi kazandı. Cumhurbaşkanlığı makamı, 1923 yılından bu yana Türkiye’de Başbakan liderliğindeki kabine sistemi uygulanmakta, Cumhurbaşkanı ise gerçek yetkileri olmayan sembolik bir role sahip, meclis tarafından seçilerek 7 yıl için göreve getirilen ve aynı kişinin tekrar seçilemediği bir makam. Ekim 2007’deki referandum ile yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanın görev süresi 7 yıldan 5 yıla düşürüldü, aynı kişinin peş peşe bir dönem daha seçilebildiği, halkın doğrudan seçime katıldığı bir sisteme geçildi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın da her halükarda dile getirdiği gibi ülkemiz Türkiye hem Avrupa, hem Asya ülkesidir ve bizim Türkiye olarak Çin gibi dünya devi Asya ülkesiyle neden işbirlik içersinde olmayalım” dedi.

“Uzakbatı kavramı olmadığı gibi Uzakdoğu kavramı da olmaması gerekiyor” diyen Büyükelçi Emin Önen, Türk iş adamlarının buraya uzak olarak bakmaması gerektiğini söyledi.

Pekin Büyükelçisi Abdülkadir Emin Önen, “Çin’in artık sadece ucuz iş gücüyle anılan bir ülke değil, aynı zamanda Ar-Ge ve teknoloji üretiminin de giderek arttığı bir merkez haline geldiği görülüyor” diyerek, Çinlilerin artık sadece üreten değil, artık ciddi ölçüde tüketim yapan ve özellikle lüks tüketimi artıran bir toplum olduğunu belirtti./Haber Merkezi

AdminAdmin