Sevgili dostlar; Bu yazının yazılma amacına geçmeden önce, tüm kardeşlerimi en derin sevgi ve saygılarımla selamlamak istiyorum.
Sevgili dostlar; insan Rabbimiz tarafından ayırdedilmemiştir. Bu profesördür, bu bakkaldır, bu çiftçidir, bu zengin veya bu fakir denmemiştir. Peki, Allah insanlar arasında ayrım yapmıyorsa biz kulları aramızda niye ayrım yapıyoruz? İnsan niye hayvandan üstündür, ya da bitkiden? Bu kibir niye? Evet, son yıllarda insanlar arasında kibir hastalığı almış başını gidiyor..
İnsan insanların elini tutup, acısını, sevincini paylaştığı müddetçe insandır. Hepimizin sonu ölümdür, biz bu yeryüzünde bir ağaç diktiğimizde, yetim bir çocuğun gözyaşını sildiğimizde dünyanın en mutlu insanı oluruz.
Sevgili amcalarım, dayılarım, yeğenlerim, kardeşlerim, dostlarım, akrabalarım, kirvelerim kısacası Sivereklim. Şöyle bir beş dakika geriye yaslanıp düşün, bu şehirde yaşayan biriyle mutlaka bir akrabalık dostluk bağını kuracaksın, sözün özü hepimiz akrabayız aileyiz.
Şimdi soruyorum sizlere; bir ailede yoksul bir olduğu zaman, yardım yapılmaz mı? İki kardeş arasında küskünlük varsa o küskünler barıştırılmaz mı? Eminim bu yazıyı okuyanlar “tabi barıştırılır insanların kucaklaşmasını sağlayarak toplumda barışı tahsis edilmeli “dediğinizi duyar gibiyim.
Sevgili kardeşlerim: Ben mazisinde barış ve kardeşlik olan, dostuna dost, yetimine kucak açan haksızlığı kardeşi yapsa bile, kabul etmeyen bir aile geleneğinden geliyorum. Siverek’e geldiğim günden eczanemi faaliyete koyduğum andan itibaren, Siverek kentini evim bildim, yetimi kardeşim bildim, ailesi, mevkisi ne olursa olsun sevgiyle el uzattım insanlara. Gücüm yettiğince insanların sorunlarını çözmeye çalıştım. Çalışmalarımda gördüm ki maalesef insanlarımız birbirine el uzatıp sevgiyle kucaklaşamıyorlar. Bu durum sorunların çözülememesine ve yeni sorunların oluşmasına neden oluyor. Siverek’te sorun çok ama çözülmeyecek sorun yok yeter ki birimize el uzatıp, bir selam verelim gerisi çözülür.
Dostlar Yalnızlık Allaha Mahsustur. Bir insan tek başına bir kentin sorunlarını çözemez. Bunun içindir ki insanlarımıza, Siverek’imize faydalı olmak için büyüklerimi, kanat önderlerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı, muhtarlarımızı ziyaret ederek, daha çok insana faydalı olmaya çalıştım.
Kısa sürede genci, yaşlısı yüzlerce insanla, yeni dostluklar kurdum, tüm insanların ihtiyaç duyduğu o güzelim dostluk duygusu ve güvenini insanlarımız arasında çoğaltmaya çalıştım. Bu güne kadar çalışmalarımı takip edenler çalışmalarımın bir aşiretle sınırlı olmadığını görürler. Yukarda da anlatmaya çalıştığım gibi biz Siverek olarak bir bütünüz, tek aşiretimiz ise Siverek aşiretidir.
Yaptığımız insani çalışmalar tüm siyasi düşüncelerin üstündedir. Buna rağmen gittiğim her yerde insanlar Belediye Başkanlığına veya Milletvekilliğine aday olup olmadığımı soruyorlar. Demek ki bu güne kadar siyasete girenler maalesef kısa vadeli dostluklar kurup siyasete atılmayı tercih etmişler.
Siverekli kardeşlerim; her zaman dediğim gibi biz bir aileyiz.
Siverek’te birinin başı ağrısa, incinse o insanımızın acısını yüreğimde yaşıyorum..
Yazımı fazla uzatıp başınızı ağrıtmak istemiyorum. Ben şu veya bu aşiret mensubuna bağlı demeden tüm insanlarımıza yardımcı olmaya çalışıyorum. Bu yardımları daha çok insana ulaştırmak amacıyla önümüzde ki günlerde Siverek mazlumları dayanışma ve yardımlaşma derneğini kurmak istiyorum.
Çabalarım siyaset üstü olup insani çalışmalardır. Şahsıma belediye başkanlığını layık gören hemşerilerime teşekkür ediyorum. Büyüklerimden öğrendiğim bir şey var görev istenilmez verilir.
Kapım her insana açık insan kimliğini taşıyorsa, asla sorgulamayız, çünkü Siverek insanı olarak biz bütünleşmişiz, bir aileyiz.
Daha yazılacak çok şey var. Zamanı gelince yazıp sizlerle paylaşacağım.
Şimdi müsaade ederseniz yazımın başlığını taşıyan soruya ben cevap vereyim: Ben Hasan Siverek’im ölünceye kadar da hep böyle olacak.
Selam, sevgi ve duayla hoşça kalın.