Araştırmacı yazar Belgin Turan’ın “Başka Neler Mümkün?” adlı yeni bir kitabı çıktı. Okuyanınız, bileniniz var mı bilmiyorum. Ben okudun ve size de kitap hakkında biraz bilgi vermek istedim.
Belgin Hoca, kimseyi incitmeden, insanlara, inançlara saygıyı elden bırakmadan, kırmadan, dökmeden; geçmişten hale, gelenekten çağa, doğumdan gençliğe oradan olgunluk çağına ve nihayet ölüme kadar uzanan çizgide insanı, insanın hâletiruhiyyesini ve sosyal hayatını ilgilendiren konular hakkında sade, akıcı bir dille, bazen de şair yanını kullanarak hepimize hitap eden önemli bir kitap kaleme almış.
Kitap geçmişimizi hatırlatıp halı yaşatarak çağa uyumun hiç de zor olmadığın; zoru ise başarmanın ne kadar kolay olduğunu anlatıyor.
Anlayana, anlamak isteyenlere hayatı idrak etmeyi kendini yeniden, bir daha gözden geçirmeyi öneriyor.
Gerçek hayattan öykülerle süslenen kitapta kadın-erkek; genç-yaşlı herkesin kendinden bir parça, bir hatıra, bir ruh hali bulacağı bu kitap özellikle ailelerin el kitabı olma niteliğindedir.
Belgin Hoca, “Başka Neler Mümkün?” diye soruyor? Mümkün olmayan, imkânsız olan hiçbir şey yok. Yeter ki insan istesin, istediğini hayata geçirmeyi becersin, becerebilsin; soru ve “sorun”un cevabını, çözümünü bulabilsin.
İnsan hikâyelerindeki bölümlerde insanın duygularını bilinçaltından çıkarıp orta yere koyarak gözler önüne seriyor, insanın hallerini kendisine seyrettiriyor. Herkes iç muhasebesini kendi vicdanıyla baş başa kalarak yapıyor, yapmak zorunda kalıyor.
En önemlisi olaylara tek taraflı bakmamayı; hem erkeğin hem de kadının duygu dünyasına girmeyi başarmış olmasıdır.
Bazen psikologu olmuş kişinin, bazen sosyologu olmuş toplumun, bazen de ikisini birleştirip sosyal psikologu olmuş hepimizin, Belgin Hoca.
Derin felsefi konulara girmeden herkesin anlayacağı bir dilde –yani halkın dilinde- yazmış olması da kitabın bir çırpıda okunmasını sağlamış.
Kitap küskünlerin, kırgınların, kırılanların yeniden hayata nasıl bağlanacağının, yeniden nasıl başaracağının yolunu, yordamını gösteriyor. Tabi görmek isteyenlere!..
Kitabı okurken, kâh ninenizle, dedenizle, annenizle, babanızla küçüklüğünüzde yaşadığınız hatıralarla; kâh kendi dünyanızla baş başa bulursunuz kendinizi. Bazen bir ormanın derinliklerinde bazen kalabalık bir şehrin ortasında dolaşır durursunuz elinizde bu kitap varsa. İnsan hayatı da bu değil mi zaten.
Belgin Hoca bununla kalmamış bir de çoğumuzun gidip görmek, gezmek istediği ama bir türlü gidemediği şu kadim, buram buram tarih kokan Şanlıurfa, İstanbul, Konya, Mardin, Antalya oradan Pakistan, Taç Mahal gibi yerlere götürüyor bizi. Oraların havasını teneffüs etmemize yardımcı oluyor.
Bir ninenin, dedenin torunuyla; annenin, babanın evladıyla; evladın ebeveyniyle ve eşlerin hatta arkadaşların birbiriyle ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini bilmek isteyenler için harika ip uçları var bu kitapta.
Aslında kitaptaki her başlık bir kitap konusu olacak değerdedir.
Alın size bir başlık: “Kendimize söz” bir diğeri: “Çocuğunuza Mektup...”
Toplumun bu tür kitaplara çok ihtiyacının olduğu bilincinde olan biri olarak, Belgin Hoca’dan benzer kitapların devamını bekliyorum.
Bana böyle bir yazı yazma fırsatı veren bu kitabın için eline, yüreğine, dimağına sağlık diyorum Belgin Hoca, Teşekkürler!