Karacadağ bölgesinde yaşayan göçerlerin ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamlarını konu alan "Kavalın Sesi" belgesel filmi çekiliyor
Bin yıllardan bu yana karacadağ bölgesinde yaşayan, geçimini hayvancılıkla sağlayan bölge halkı bu güne kadar yaşadığı zorluklar, yol barınma ,sağlık sorunları, eğitim sorunları çeşitli yollarla basında duyurulsa da, bu güne kadar göçerlerin yaşamları bölge insanı dışında pek ilinmiyordu. Bölge tarihinde ilk kez iki fotoğraf sanatçısı biri bölge insanı diğeri binlerce kilo metre uzakta olan asıl mesleği eğitimcilik olan fotoğraf sanatçısı. Bölge insanı olan Sedat Kıran ile Güle Ertunahan tüm zorluklara rağmen göçerlerin yaşamlarını belgesel yapıyorlar.
Coğrafik ve en önemlisi ekonomik zorluklara rağmen insan üstü bir çabayla yaklaşık 9 aydan beri devam eden belgesel çalışmaları devam ediyor
Fotoğraf sanatçıları Sedat Kıran ve Güle Ertunahan Şanlıurfa'nın Siverek ilçesindeki Karacadağ bölgesinde çekimlerini sürdürüyor.
Kıran, yaptığı açıklamada Siverek ilçesindeki Karacadağ'ın doğal yaşamın en büyük alanlarından biri olduğunu söyledi.
Kavalın Sesi belgesel filminde bölgedeki doğal yaşamı aktarmaya çalışacaklarını belirten Kıran, "Bu doğal yaşam alanlarına dair derin kültürün dokusunu işleyerek, teknolojinin gelişmesi ve kapitalist anlayışın doğal yaşamları, kültürleri yok etme anlayışıyla karsı karsıya olan Karacadağ'ın doğal yaşam kültürünün derin dokusunu belgelemek. Dünya tarihine milat olan Karacadağ ve havzasının tarih boyunca yaşam alanlarına elverişli olması birçok kültürün rengini tarih boyunca barındırmış; derin bir kültür, inancın merkezi olmuş. Günümüze kadar derin kültürleri renkleri bulmak mümkün." dedi.
Fotoğraf sanatçısı Ertunan, bölgede daha önce Kıran ile çalışma yürüttüklerini belirterek "Kavalın Sesi" belgesel filmiyle göçerlerin yaşamlarını konu edinerek bölgede yok olmayla karşı karşıya olan bin yılık doğal yaşamı sergilemeye çalıştıklarını söyledi.
Bölgede 9 aylık bir çalışma yapacaklarını anlatan Ertunan, "Göçerlerin yaşamını konu edinecek belgeselde ilk olarak bu derin kültürel doku ve yaşamın izlerini işleyeceğiz. Başladığımız bu projede ilk etapta derlemeler yapıyoruz; her yaşlıyla sohbetler, hikâyeler, yaşanmış hikâyeleri, aşkları, dramlarını kaydediyor ve derliyoruz." diye konuştu./Mustafa ATLI
