ÇOCUKLUĞUMUN KÜÇELERİ İSİMLİ KİTABIMDAN BU YAZI; SEVDAYI CEBİYLE DEĞİL, YÜREĞİYLE YAŞAYANLARA ARMAĞAN OLSUN.
Zamanla çoğalır diyordum sevdalar; tıpkı toprağa düşen tohumlar gibi. Emekle, alın teriyle, filizlenip, çoğalır diyordum içimde ki sevmelerim. Yanılmışım kusura bakma bu da benim hatam.
Her kavganın ardından sevginin çekim kuvvetiyle dönerdim sana. Başını dizlerime yaslardın, saçlarını pişmanlık gözyaşlarımla ıslatırdım. Yokluklar, yoksulluklara inat, hep gülümserdim sana ve hayatta.
Taparcasına seni sevmelerin hesabını yapacak zamanım yoktu.
Beynimin her zerresinde sen vardın.
Sen yokken cehenneme düşmüş bir günahkâr psikolojisiyle yanardım. Sensizliğin ateşinde yakardım, sensiz bir hiç olan yüreğimi.
Uçurumlardan düşerdim. Sen yokken ben de yok olurdum. Seninle vardım. Göz bebeklerinde bir yer bulmuştum. Bir dünyaya bedeldi, göz bebeklerin!
Ve ben göz bebeklerinde yaşardım. Göz bebeklerinde benim için bir hayat vardı.
Ya da ben öyle sanır, avunurdum. Göz bebeklerindeki hayatıma bir şey olur diye senin yerine hep ben ağladım!
Sanki ağlarsan düşüp öleceğim, ya da boğulacağım gözyaşlarının içinde.
Ve ben hep ikimizin yerine ağlamayı tercih ettim.
Yaşanan tüm acılara karşın tek beklediğim; paradan, puldan arınmış, yüreğinin derinliğinden, dudaklarına yansıyan bir gülümsemeydi.
Olmadı.
Belki ben farklı bilmişim sevdayı, sevgiyi.
Senin gibi papatyanın yaprağında aramıyorum, "Seviyor sevmiyor" falını. Sevgi papatya yaprağında yaşatılmaz Be GÜLÜM, ancak yürekte yaşatılır.
Ama nereden bileceksin adam gibi sevmelerin kıymetini...
Ya sen, ya ben, ikimizden biri anlamıyor bu sevgiyi.
Belki ben, bin yıllar öncesinden kalan bir sevda adamının mezar kalıntılarından, yeşeren biriyim.
Kusura bakma beceremiyorum paranın kirine bulaşmış sevgileri.
İllaki ağlayıp beni düşürüp, öldürmek mi istiyorsun, göz beklerinden?
Dur! Bana bir gece daha zaman tanı.
Bu sensiz gecede, senin için köle yaptığım kalbimi paslı bir hançerle parçalayıp, kanımı ay ışığına akıtana kadar ağlama!
Ben yaşarken görmek istemiyorum göz bebeklerinde düşüşümü.
Oldu, olacağı bu!
De git işine(… )
Bir tutam kına yak eline
Bırak bari sensiz öleyim bu gece ay ışığında.
Haydi, bırak beni... De git işine.
Seni unutmanın Bedeli Ölüm mü? Be GÜLÜM
Öyleyse Sana inat Yaşayacağım.
Sana değil Allah'ıma Tapacağım.