Bir gün daha batıyor,
Siverek semalarında..
Güneş korkak bir sevgili misali,
Saklanıyor nemrut dağının ardına..
Kuşlar kavuşulmayan yasak aşklar misali
Kaçıyorlar bulutların ardına
Bu kentin her şeyi kaçak…
Ergen oğlan evden kaçar,
Kız kaçak bakışır sevdiğiyle,
Anne kaçak fısıldar kızının kulağına
" aman ha… El alam ne der?"
Hangi kahveye gidersiz gidin
Sanki Karadeniz'e inat kaçak içilir çaylar..
Şeytan küçesinden alınır, halis kaçak tütünler
Bir servet misali gizlenir toprak küpte,
Bekletilen daha makbulmüş kaçak tütünün..
Herkesin sırı, sevdası içinde gizlidir..
Sır saklamak bir sanattır bu kadim kentte,
Dostluklar mertçedir,
Ama düşmanlıklar artık kaçak yaşanır bu kentte..
Zaman azılı bir düşman misali,
İyiden, dostluktan yana ne varsa,
Yitiriliyor bir çocuk misali..
Değişen zamanda değişiyor bu kentte
Ne kadım dostluklar ne de adam gibi kaçak sevdalar yaşanıyor,
Evgereçleri tıpkı insan ilişkileri gibi, naylonlaşıyor..
Yanbakanda öldü yitik sevdamın delalı olup çağıranım yok,
Helalino…Delalino.. bir …. Kayıp olmuş
Bulanlar insaniyet namına getirsin,
Tabi halen insanlık kalmışsa
Kalmadı bu kentin halis ahalisi,
Yaz akşamlarında, toprak çatılı evin damında
Ayşe Şan'ın türküsünde isyan ettiği erken evlilik şarkıları..
Kale burçlarının son kalıntılarının üzerinde oturmuşum..
Kadim şehir ayaklarımın altında
Aklım kaçak firarı…
Gözlerim dalmış çok uzaklara…
Bende kaçak bakıyorum güneşe
Kaçak seviyorum, kaçak el sallıyorum bu şehirden gidenlerin ardından
Öz yurdumda kaçak bir mülteci gibiyim..
Güneş sesiz batıyor dağların ardından…
O dağların yüreğimim hapishanesi..
Güneş batıyor…
Ömrümden bir gün daha geçiyor
Kaçak ve mülteci olduğum Siverek'te