Bugün Pazar;
Yağmur bulutlar kümelenmiş
Siverek semalarında
Birazdan yağmur yakacak
Islanacak, seninle el ele dolaştığımız taş zeminli sokaklar
Islanacak toprak çatılı Siverek evleri….
Bir serçe Su içecek Kara taşın oyuğundan
Yağmur bereket ve yeni yaşamların habercisi
Her damla ayrı bir mutluluk getirecek cümle canlılara.
Oysa hüznün bir diğer adıdır yağmur benim için
Yere düşen her yağmur damlası, okyanusa dönüyor, boğuyor beni
Yüreğimin hüznü yansımış taş zeminli sokaklara
Hava ağır yüreğim ağlamaklı bu yağmurlu Pazar sabahında…
Gittikçe yalnızlığımla birlikte çoğalıyor kara bulutlarla gökyüzünde,
Birazdan sensizlik yağacak….
Düşen her yağmur damlası toprağı ıslatırken
Yüreğim sensizliğin matemini tutacak.
Kuyutu bir köşede ağlayacak gözlerim..
Bu hasretlik bu sensizlik…
Bu pazarda yaralıyor beni azar azar
Yağmur damlaları karışıyor toprağa
Toprak, suyla bütünleşirken
Dökülen her gözyaşı beni birazda erken taşıyor, musalla taşına…
Yağmurla birlikte yaşama dair keşkeler çoğalırken, beynimde
Pişmanlıklarımın önüne geçiyor ihanet acıları…
Karışırken geçmiş zamana….
Bir soytarının gülüşü kadar basitleşiyor yaşam…
Zamanın ne kadar merhametsiz, insanların ne kadar acımasız olduğunu anlayarak
Kulaklarım minarelerden gelen ölüm sellalarında…
Ölüm selaları güzel bir şarkının nameleri gibi yankılanıyor semada
Kendisiyle birlikte dünyayı çirkinleştirip, çirkinleşen insan seslerinden daha bir kulağa hoş geliyor ölüm selaları Siverek semalarında.
Bu gün Pazar…..
Kaç yılın kaçıncı pazarı oldu, sensiz geçen zaman..
Sen gittin gideli adeta durdu zaman.
Benim için artık her gün Pazar
Bilemiyorum?…
Belki şimdi çoktan yara açmış yüreğinde pişmanlıkların,ihanet acıların..
Bilmiyorum, belki ağlıyorsundur yağmurlarla birlikte bu Pazar
Ne fayda yüreğimin mezarlık çiçeği
Daha farkında varmadın mı..?
Ölüler ağlamaz!…
Ben çoktan yıkadım gönlümü senden yana
Siverek’in yağmur sularında….
Kafana takma..
Ne kadar sıkı sarılsan da, avuçlarından bir güvercin gibi uçacak zaman
Bu gün Pazar
Unutma hepimizin gideceği yer bir mezar…