Susuzlara su taşınan testiyim
Susuzlara su taşınan
Şair Hayyam’a ilham veren şarabın
Kırık testi gibiyim.
Taze bir gelinin elinden düşüp
Kırıldım.
Değme ustalar birleştirse bile,
Bütünden ayrılmış parçalarımı.
Ben şair’e ilham veren, susuz dudakları ıslatan
Ustaların alın teriyle yoğrulan O, Testi
Değilim artık.
Kırılmışım, incinmişim.
Benden güneşe ve toprağa süzülen
İki damla su değil…
Zamana…
Vefasızlığa, sevgisizliğe
yenilmişim!..
Benliğim dökülüyor.
Cümle canlıların karışacağı toprağa
Kendimi bildim bileli,
Hayat kavgasının ta ortasında
Canım yandığında, Kendime ağlamadım
Gözlerimden düşen her gözyaşı damlası
Acımasızlığa, insansızlığın
İsyanındaydı!
Su ateş olup yakardı.
Asırlardan bu yana.
Ölüm kokuyor coğrafyam
Dünyanın mazlum bahçelerinde
Açar ölüm gülleri.
Zalimin silahı bir
Ölenlerin
Rengi, dili, dini, yaşı ne olursa olsun
Musalla taşları olmadan
Kefenli, kefensiz gömülürler toprağa
Ortak adları mazlum
Oysa insandık hepimiz.
Âdem ile Havadan
Dört kitabın dördünde
Kardeşti cümlemiz
Habil ve Kabil’den bu yana
Kardeş elinden oldu ölümlerimiz
Allah’ın Aslanının yüreğine saplandı bir hançer
Kaç yüz yıldır silinmedi
Kardeş elinden kan ve ölüm lekesi.
Yaşarken Kırıldık birçoğumuz
Ölürken toprağa karıştık
Testiler yaptılar toprağımızdan
Hayyam şarap içti, toprağa dönüşen testiden
Kimisi çölde mutlu oldu o testiden
Testilerden aldığı ilhamla haykırdı
Hayyam
“ iki kere iki dört etmez”
Haklıydı şairlerin ustası
İki kere iki dört etse
Aynı dinin imandaşları,
Aynı yolun yoldaşları
Aynı Allah’ın kulları
Yaşarken de kırılıyor birbirlerini,
Testi olup su taşırken de.
Oysa ne güzel bir dünyada yaşıyoruz
Giden gelmese de geri
Cennetle ölçülmez yeryüzünün güzelliği
Şimdi daha iyi anlıyorum
Bu işte bir iş var,
Anlamadım gitti.
Dört kitabın dördünde de yazılan
Ahirettin cenneti için
Allah’ın yaratığı yeryüzünü
Cehenneme çevirenleri.
Bu bir isyandır Yaradan’a
Bilinmeli.
İnsanda olsak, topraktan testi de
Birileri her gün kırıyor bizi.
Nerden bakarsan bak yaşamın çelişkisi
İki yüzlülük ve riya
Öyle olmasa
Topraktan geldik, toprağa gideceğiz
O zaman bu zulüm niye?