Tüm ilahi kitapların temelin Sevgi ve emeğe saygı vardır. Yani başka bir deyimle tüm ilahi kitaplar emeği ve sevgiyi yüceleştiren kitaplardır.
Son kitabımız Kuran-ı Kerim’de kul hakkıyla yani emeğin çalınması ve yok sayılmasıyla ilgili Kul hakkına dair bir Hadisi "Benim huzuruma ne ile gelirseniz gelin affederim ancak kul hakkı ile gelmeyin" buyrulmuştur. Kul hakkı ya da başka bir deyimle insan hak ve hürriyetleri gerek ilahi kitaplarda gerekse beşeri kitaplarda sıkça yer almasına rağmen maalesef gün geçtikçe sadece kul hakkını yemekle kalmayıp neredeyse kulu tamamen yiyeceğiz.
Kul hakkının en önemli faktörlerinden biri kuşkusuz vefasızlıktır çok geniş ve anlamlı bir kavram olan vefa bence insanın yaşam kaynağıdır.
Babayı, atayı, arkadaşlığı, kısacası sana verilen emeği unutmak faşist bir davranış biçimidir. Vefasızlığın temel taşını ise inkârcılık oluşturur. Ustalar tüm becerilerini yetiştirdikleri çıraklara verirler dürüst ustalar çırakların sadece mesleki becerilerini geliştirmekle kalmaz kişiliklerinin gelişmesine de katkıda bulunurlar. Ben sıcak Demircilik yaptığım yıllarda ustamdan sadece balta, orak yapmayı öğrenmedim. Ustam bana yalan söylememeyi, borcunu zamanında ödemeyi, başkalarının alın terlerine saygı duymayı öğreterek kişiliğimin gelişimine katkı sundu. Ne zaman çırak usta, ya da emek ve sevgiden söz açılsa bana sanatı değil insan olmayı öğreten ustam Demirci Sabri Baran’ı örnek veririm. Sabri ustamla nerde karşılaşsak mutlaka elini öper bana verdiği emeğin bir saygısı olarak dudaklarımla nasırlı ellerine minnettarlığımı belirtirim.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birçok meslekte artık usta, çırak ilişkisinin o mesleğe dayalı yüce sevgisini göremiyoruz. Çırakların birçoğu kendisine mesleği öğreten ustaları yok sayıp sanki analarından doğduklarında meslekle doğmuş kendisine mesleği öğreten ustalara bırakın saygı duymayı onları küçümsemeyi marifet bilip bundan faşist bir haz duyarlar.
Faşist unutulmuşluklar, emeğe ve sevgiye nankörlükler sadece usta çırak ilişkisiyle sınırlı değil. Eşine çocuklarına mutlu ve huzurlu bir hayat yaşatmak için sadece emeğini alın terini vermekle kalmayan sevdikleri uğruna kişiliğinden de ödün veren, birçok emekçi yiğit babayı tanırım. Sonunda uğruna emek yediği eşi ve çocuklarının şu faşist cümlesiyle yıkılır adeta” sen bize hayat yaşatmadın ki” Adam aynaya bakar defalarca kendini tanımaya çalışır. Uğruna yaşamını gözünü kırpmadan feda edeceği insanlar, yıllarca uğurlarına aç kaldığı günleri, emeğini alın terini en önemlisi yaşatma arzusunu inkâr etmişler, düşündükçe göz pınarları akar ak düşmüş aksakallarına doğru. İnkâr edilmiş gün yüzü görmemiş fedakârlıkları yok sayılmış sevdikleri tarafından Faşist sözcüklerle yaralanmış.
Faşist unutulmuşluklar ve inkârcılığa karşı söylenecek sözlerin tükendiği anlarda emek ve sevgi hırsızlarına karşı en iyi cevabın intihar olabileceği bile düşünülmüş sevgi yenilgisine uğrayan insanların beyninde zira onlar intiharın devrimci bir eylem olduğunu iyi bilirler.
Bazen sevgisiz ve emeksiz babalarda çıkar karşımıza: evinin ekmeğini çeşitli şans oyunlarına fedan eden, bir kumar masasında şeytani zevklerini tatmin edip dünyaya getirdiği çocuklarının emeğini, sevgisini hiçe sayan faşist babaların babalıklarından daha doğrusu insanlıklarından utanmayanların olduğunu da yazmak gerek.
Faşist unutulmuşluklar ve inkârcılıklar üzerine romanlar bile yazılabilir. Faşistliğin kol gezdiği bu topraklarda paranın ve daha güzel yaşamanın, kısa sürede köşeyi dönmenin, bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesinin her geçen gün kendisine yer bulduğu bu dünyada kısaca faşist unutulmuşluklardan söz edelim. Hırsızlık tüm ilahi dinlerde suç sayıldığı bir gerçek modern ceza hukukunda da hırsızlık bir suçtur. Mesela duygu hırsızlığının ceza kanununda yeri yok. Birçok hırsızlık şekli vardır.
En büyüğü kanunda cezası olmayan emek ve sevgi hırsızlığıdır. Bize ait olmayan ne olursa olsun el uzattığımızda bu bir hırsızlıktır. Başka bir yazarın yazısını kendi yazısıymış gibi göstermek hırsızlıktır, sevmediğimiz halde işimize geldiği için sevgi göstersek bu ahlaksızlıktır.
Birine umut verip, yarınlarını, umutlarını çalmak hırsızlıktır.
Bize emek verenleri, zor günümüzde yanımızda olanları kısacası bize yaşama sevinci verenleri unutmak faşist bir eylemdir.