Yıllardır içimde bir özlem ve hasret olan bu kentin serin bir akşamında, Orhan Veli'ye inat gözlerimi kapatıp, İstanbul yerine seni düşünüyorum.
Nerdesin, kiminlesin, bilmiyorum. Yıldız yağmuruna takılmış gözlerim. Her yıldız, seni andırıyor.
Ay sana benziyor biraz. Ve uzayın deriliklerinde sevdaları arıyor gözlerim. Semada yaşanır mı gizemli aşklar? Ve ardı ardına yaşanır mı ihanetler?
'Boş ver' diyorum gönlüme, 'Kaderde kısmete yokmuş, elden ne gelir. Aramayacağım.' Beynim öyle emir ediyor. Ama gönlüm… Ah şu deli gönlüm! Sapartaküs olmuş, aşk arenasında yorgun bir sevda savaşçısı beynimle savaşıp durur.
Uykusuz gecelerin pençesindeyim. Gözlerimi kapatıp koyunları saymaya başlıyorum… Gecenin karasına karışarak, her koyun sen oluyorsun biraz.
Beynimde sen, yüreğimin orta yerinde sen… Gözlerimin karanlığına yansıyor gülüşlerin. Ve sensiz geçen her gün zehirli bir mermi misali, can alıyor canımdan.
Sensizlik her gece, kanserli bir hastanın çığlığıyla birlikte büyüyor içimde. Beynimde karmaşık hesaplar.Benimle olsaydın, acılara ve yoksulluklara rağmen, böyle delice sever miydim seni..?
Ya da Leyla ile Mecnun, enflasyon canavarına karşı aşklarını yine canları pahsına yaşatırlar mıydı aynı yastıkta? Yoksa yastık savaşına mı başlarlardı aralarında?
Beynim, seni düşünmekle bir tutam Arap saçına dönmüş. Şimdi nerdesin.?Yanlışı ben mi yaptım !..
Sen giderken, ardından her şeyi bırakıp, tabuları bir deprem misali yıkarak gelmeli miydim ardından?
Seni, yıldızlar kadar uzakta ve bedenime yakın düşünüyorum. Ve bir yıldız kayıyor gökyüzünden, gözlerim kararıyor…
Ne tuhaf çelişki. İçimde sen varken, kararan gözlerle son bir gayret seni arıyorum…
Oysa senin için şiirler yazmıştım. Yıldızlar altında senin için şiirlerimi okuyup, bağırarak "Seni SEVİYORUM" diyecektim… Şiirlerimle birlikte şimdi içimde ölümcül bir hasret…
Bu gece son kez seni düşüneceğim. Sonra Orhan veli'ye inat gözlerimi kapatıp, bu kez ölümü düşüneceğim. Sensiz ve senden habersiz öleceğim. Yıllarca hasret kaldığım bu kentin yıldızlı akşamında, belki bir gün sonradan duyacaksın ölüm haberimi…
Ve halen bu kente bir yerdeysen, bir öğlen yada ikindi salasında, güvercinler uçuşurken minarelerden çıkan sesten anlayacaksın öldüğümü…
Bir gözüm açık öleceğim her fani gibi. Ve bir gün ola ki düşersem aklına, açıkgözümden içimde yarım kalan şiirleri okuyabilirsen, bil ki yeniden dirilirim ölmüş sevdalarda…
Not bu yazıyı 2006 yılında kalem almışım