Bir bilsen canım güzel anam nasıl özlemişim “nasılsın oğul“ deyişini.. Yıllardır kokuna, beni azarlamak için kullandığın yüksek ses tonunu özlemişim.
Can anam sen toprağa düştükten sonra, hiç kimse senin o içten hal soruşunu sormadı bana. Yalan bir dünyanın çarkının içinde “nasılsın?” diyenlere yalandan iyiyim diyorum, ama külliyen yalan…
Hiç iyi değilim anam.
Ülkesindeki kardeş kanı gölünde boğulmak istemeyen dilenci Suriyeli çocuklar ve bir lokma ekmek uğruna bedenini satan anaları gördükçe nasıl iyi olurum.
İyi değilim!.
Uykularımı kaçırıyor, acılarım her sabah tazeleniyor. Görmek istemediğim ne kadar acılı fotoğraf varsa gözlerimin önünde. Çöpten ekmeğini çıkaran çocuklar, kurbanlık koyunlar gibi bir kamyon kasasında parçalanmış ülkemin güzel çocuklarının bedenleri.. Bir lokma ekmek uğruna her biri mayın tarlasına düşmüş misali, ölen emekçi babaların yetim çocuklarını görüyorsa gözlerim ve ağlıyorsa yüreğim her sabah hiç iyi değilim anam!
Yalan yok iyi değilim ben..
Yoksulluğumuza açlığımıza şükür ederek, çevremizde yanan ateşin ülkemize sıçramadığı için dua edip şükür ederken, Suriye’de Irak’ta kardeş kavgasının içinde olmadığımız için halimize şükür ederken, şeytan eller baskın çıktı, çaktılar çağmağı, yakmaya başladılar kardeşliğimizin mutluluk fotoğraflarını..
İyi değilim!
Evi yanan, her gün kardeşlerinden birinin cesedini toprağa veren biri nasıl iyi olur. Yangın sarmış ülkemin dört bir yanını, umudum gençliğim cayır cayır yanmaya başladı. Uykularımı kaçırıyor koltuk sevdalılarının vurdum duymazlığı, öylesine sarılmışlar ki meşin derili koltuklara, ne yangını görecek göz, nede anaların insanı insanlığından utandıran çığlıkları, utandırabiliyor koltuk sevdalılarını..
İyi değilim, hiç iyi değilim.
Utanıyorum ve uykularımı kaçırıyor anaların çığlığı, yetimlerin gözyaşları karşısında. Bir anne Arapça çığlık atıyor, yüzünde tırnak izleri insanlığın beşiği Harran kentinden haykırıyor. Bir ana Malatya ilinin bir dağ köyünde Kürtçe haykırıyor, “Edi bese..” Karadeniz’in hırçın dalgaları bile bastıramıyor Laz ananın evlat acısını feryatlarını.
Bırak iyi olmamı anne, ben ölüyorum.
Yarına olan umutlarım ölüyor bir bir, adı konulmamış kirli bir savaşın kurbanıdır ülkemin yiğit evlatları.
İyi değilim…
Nasıl iyi olurum güzel anam. Ben insanım, ne koltuk sevdam var, nede üç gülük dünyada rahat olduğu kadar rezilce bir arzum var. İnsanlar ölürken, kardeş kardeşi öldürürken ben hiç iyi değilim. Bu kardeş kavgasını gören, anaların çığlıklarını yüreğinde his eden hiç kimse iyi olamaz güzel anam…