Bu gün mezarlıktaydım, Hümalı bir çalışma var[ duvarları yükseltiyorlar,yolları yapıyorlar gece aydınlatması yapıyorlar.. Yanımda ki arkadaşıma takılıyorum” ya damlarda kaçacak hal mi bıraktık, her yanı aydınlatsak ne olacak kalkıp okeye dördüncüyü arayacak halleri yok.]
Bunlar şaka tabi. Kabristanların güzel ve temiz olması rahmetlilere verdiğimiz değerin göstergesidir.
İnsanlara yaşarken göstermediğimiz saygıyı ölümden sonra gösterdiğimiz bir gerçek.
. Mezarların başında ağlayanları çok düşünmüşüm. Yoksa vicdanımızı gözyaşlarıyla yıkamaya mı çalışıyor bazılarımız.
Rahmetli yaşarken bir ağacın gölgesinde dinlenecek fırsatı kendisine vermediğimiz, için midir özellikle kırkı çıkmadan mezarına kırk ağaç dikmek isteriz.
Yaşarken kadir kıymet bilmedik, yaşarken sevdiklerimizi çok ağlattık.
Gün oldu en candan sevdiklerimizi kendi ellerimizle bıraktık toprağa, onlar toprağa düşerken yüreğimize düşen pişmanlıkların ağırlığı altında ezildik.
Diyeceğim odur ki madem ölüm var, hepimizin sonu bu mezarlıklar. Ya gelin ölmede ağlayalım birlikte acılarımıza en iyisi doyasıya sarılalım gülelim şu ölümlü dünyada.
Ben şahsen ölürken Babamın mezarına gömülmek isterim. Yaşarken ağlattığımı için….