Hasret çeken bir aşıka, maşuku ayın dili ile ona sorar:
-Nasılsın?
-Nasıl mıyım? Ah Mabedim! bir duysan kalbimi, görsen halimi... Nasıl mıyım? Vatanından uzak, yaralı bir Karacadağ Kartalıyım. Yurdumdu gönlün, Gökyüzümdü gözlerindi. Sen olmayalı halim perişandır. Yurtsuz kalmış, gökyüzüm karanlıktır. Yurtsuz, semasız bir haldeyim.
Ey Mabedim biliyor musun?
Kanatlarım sahipsiz, manasız, şuursuzca çırpınır ve uçarım hesapsızca. Karacadağın dağlarından Siverek'in sokaklarına düşmüş, çıkmaz küçelerine çarpar dururum.
Siverek' in çıkmaz küçelerine bırakıp gittin. Ey Mabet, halim çıkmazlarda...
Artık yol aldığım serin bulutlarım yok temmuzun ortasında. Hele o rüzgârına takılıp havalandığım gülüşlerin yokluğu; kanatsız bıraktı gönlümü. Karacadağ'ın yükseklerinde değil artık bir taş duvarın dibinde ağlar haldeyim.
Kanatlarım sana bağlıydı. Bütün rüzgârlarım sendin Yoksun diye uçurumlardan düşenim. Halim perişan, her anım uçurum kenarı.
Ey Mabedim Nasıl mıyım? Ben baharlı Karacadağ'ın dağlarından düşmüş; ıssız sokaklarda kaybolmuş bir yalnızım. Dağlarımdı yüzün; tek mevsimin yaşandığı bahardı. En güzel sesler ve huzur rüzgârın estiği yerdi...
Ey Mabedim, sensiz halim;
en sessiz yerinde beklerim caddelerin
En yalnız insanlarla dolaşırım şimdi Ve bu şehrin en şefkatli yeri, seni, yerimi ararım... Halim arayışlardadır bu şehirde.
Karacadağ gibi saçlarının arasında görmüştüm güneşi. Deruni sensiz hep şu sözleri söyler haldedir;
Gitme kutsalım, bırak
Rüzgârın şarkısı çalsın kanatlarımın
Sevdalı yürekler tutsun senfonisini
Her dem sabahım olsun
Gitme kutsalım, kal
Akşamüstüne bırakma halimi.
Ey Ay, halimi aynen böyle anlat Kutsalıma.
Tekrar Sorar olursa, deki:
Ben hep en güzel yerindeyim, bana bıraktığın bu kitabın. Hep okur haldeyim... Hep daha yaşanmamış onca şeyi okuma hayalindeyim. Okunmamış onca güzel şiirleri seslice okuma halindeyim. Söylenmemiş güzel sözlerin tekrarı ezberindeyim...
Ne güzeldi dimi açtığımız o sayfalar. Ara satırlara yazdığımız o yazılar; Ey Mabet, Karacadağ gibi işte daha görülmemiş yerler saklıyken bizde, en yüksekte bıraktık sevda ipinin uçurtmasını... Ve daha nice güzel şeyler işte. Şimdi ise halim; Sahipsizce gökyüzünde savrulan yaprak misali Nefessizdir sahipsiz...
Ey ay, sakın yetim bıraktığı çocuktan söz etme. Olurda Mabedim üzülür. Hani bir ihtimal ya. Ben yine üzüntüsüne ihtimal bile vermek istemem. Üzülmesini asla istemem.
Bilmesin yetim bıraktığı çocuğu. Çünkü odan sonra her halim; eksik ve kırgındır... Yüreğimde her zaman görülmemiş gizli dumanlar yükselir. Dumanlıdır halim.