İnsan yalnızca göründüğünden ibaret olup; yürüyen, konuşan, yiyen, uyuyan ve zamanla yaşlanan mıdır?
Sanırım en kolayı yalnızca insan olmaktır. Yani yiyen, içen, yürüyen, konuşan ve zamanla yaşlanan olmaktır. Lakin öyle değildir insan.
Çünkü hep aynı değildir insan. Klişe olarak bildiğimiz ve yukarda söylediğimiz şeyleri sürekli tekrar tekrar yapmasına rağmen bir günü diğerini tutmaz bir hali diğerine benzemez. Bir mutluyken bir bakarsın ağlayandır . Bir severken bir bakarsın nefret edendir.
Sahil Keşke İnsan yalnızca insan olsaydı...
İnsan, bir taş bir ağaç bir yaprak bir su veya toprak gibi yalnızca bir hal üzere olsaydı belki o zaman bütün bu çelişkiler ve zorluklar biti verirdi.
İnsanı en çok yoran nedir acaba?
İnsanı en çok yoran yine insandır...
Düşüncelerimiz, hayallerimiz, isteklerimiz, arzularımız, kalbimiz ve aklımız biz en çok yoranlarımızdır.
Sanırım insanın düşünmese hiç yorulmaz da. Tabii insan hiç hayal kurmasa, hiç arzulamazsa, ve dahasını istemezse hiç yorulmaz.
İnsanın yükü ve derdi kalbi ve akıllıdır...
İnsan bu yükten kurtulabilmek için yine bu ikisine sığınır. Aslında insan kaçtığı şeyden yine kaçtığına sığınıyor. İşte bundan dolayı insan, yaşadıkça yükü ve derdi olacaktır.
İnsan bu ikisini de taşıdığı için yalnızca insan değildir ve göründüğünden ibaret değildir. İnsan yalnızca insan değildir.
İnsan yalnız yaşamadığı içinde yalnızca insan değildir. İnsan yalnız yaşamayı öğrenebilseydi bunun üstesinden gelebilseydi belki o zaman yalnızca insan göründüğünden ibaret kaldırdı.
Niye durmuyor insan?
Çünkü yanındakiler ve altındakiler durmuyor da ondan duramıyor insan. Mesela sınıfta sakin duran bir çocuğa bakalım. Çocuk tam da durgun, hareketsiz, sakin durmüşken, sınıfta bir arkadaşı bir şeyler yapar ve o durgunluk yerini hareketlenmeye bırakır. Ve sevgi veya üzmeler başlar...
İnsan yalnız değildir. Siz yalnızca insan olmak için belki de bir mağaraya çekilmişken bile orada bir şeyler çıkar ve seni yalnız bırakmaz. Hem zaten insan yalnız gelmemiş ki dünyaya. Hangi ilahi dine bakarsan bak insanın yaratılış serüveni aynıdır; bir anne-babadan olma. Hadi onlar olmasa dahi yanına yalnız kalmasın diye bir eş verir.. Ve göründüğünden ibaret kalmasın diye içine duygular yerleşir..
Şükrü DOLAŞ
Devletin xestehanesinden ne haber?
Arzu KILIÇ
SİYASETTE KADININ YERİ
Tanca Çepik GÜLTEKİN
Kırk yıllık kani olur mu yani
Serhat ÇIKMAN
Siverek'te Kavim, Kavmiyetçilik
Abdurrahim PEKŞAHİN
YAZARIMIZ PEKŞAHİN'DEN YETKİLLERE ÇAĞIRI
Mustafa KARADAĞLI / Eğitimci-Yazar
Merdivenin son basamağı gibidir yaşlılık… Zirvedesinizdir ve kulaklarınıza çarpan bir sonbahar esintisidir…
Sinan DAĞBAKAN/Uzman Psikolog
BEN ÇOK ÇİRKİNİM
Hasan İZOL
HASAN İZOL’MU? HASAN SİVEREK’ Mİ?
Dr. Fahriye Yonca AYAS (MEZOPOTAMYA PRENSESİ)
MASALIM: MEZOPOTAMYA' DAN ANTALYA İSTANBUL UÇLARINA UZANAN 3: AŞK VE TOPRAK TUTKUSU YAKAR
Cuma ÖZUSAN
DEMAGOJİ NEDİR
