İnsan halinden memnun olmaz –olamaz– çünkü çok parçalıdır.
İnsan bir hal üzere değildir. İnsanın içinde; sevmek, sevilmek, korkmak, bağlanmak-bağlamak, inanmak-inanılmak, alkışlanmak-alkışlamak ve adını koyamadığımız daha nice şeyler var. Bir parça da değildir birle veya kendi ile memnun olsun. Eğer bir olsaydı memnuniyet kendiliğinden gelirdi zaten. Unutmamak gerek ki; çok parçalıysan hoşnutsuzluk, doyumsuzluk, talep ve yolculuk doğaldır.
Birden çok hal üzere olduğun için kimi zaman zıtlıklarla da dolu yürüyebilirsin. Zaten çok parçalıysan sürekli bir çelişki içinde yaşarsın yoksa aksi durum çelişki olurdu. Bir olursan çelişki kaybolur; bitmişsin, yolun sonuna gelmişsin demektir. Bir olmaya çalışmak belki de en büyük çelişkidir. İnsanı günümüzde yalnızlığa mahkûm eden şeyde bu "birlik- bencillik" isteğidir.
Bir'lik bir talep değildir bir yok oluştur. İnsana yakışmayan talepsizliktir. İnsanda çok hal yoksa halden de anlamaz. Bir'lik bir ölümdür.
Sadece nefes veren birini düşün; yaşayamaz, bedeni ölür. Veya sadece nefes alan birini düşün, o da ölür. Ruhuna olan da tamamen budur, ruhun ölüdür çünkü ışığı ya sadece alıyorsun ya da sadece veriyorsun. Nefes almanın ve nefes vermenin bir çember, tek bir süreç oluşturması gerektiğini henüz öğrenemedin. Derin derin ver ve derin derin al. Tıpkı nefesin bedenin yaşaması için gerekli olması gibi, haller de talep için gereklidir. Dolayısıyla talep/ yol olmasa yaşam da olmaz.