Gecenin bu vaktinde (00.00), uyku sokaklarına inmemişsen, sen başka şehrin sokaklarındasın demektir. Gecenin bir yarısında uykunun koynunda değilsen; misafirsin bir yerlerde ya da yolcusun bir yerlere… Gecenin bir vaktinde, gezeni herkes görmez, bilmez...
İşte ben gecenin bir vaktindeyim. Kalbin şehrindeyim. Yunus'un, Mevlana'nın, Fuzuli'nin, Ahmet Arif'in ve Mahi'nin sokaklarından geçerim. Yunus arkamda kaldı.
Yunus'u unutalı uzun zamanlar oldu.
Sana yürürüm vakitsiz vaktimde. Sensin bu vakitte yürüten…
Sana gelirken seni unutalı da uzun zaman olmuş. Geçtiğim bu sokaklarda, kimi; Züleyha'dan bahsederdi, söz olsun torba dolsun diye
Kimi; Hürrem'den söz ederdi kendisinden söz edilsin diye. Bense gülüp geçtim buralardan.
Leyla ile Mecnun’u mu soracaksın? Bilmem onları. …
Bir de Kerem ile Aslı mı varmış? Bunlar arka sokaklarda ağlamasın diye ağlayan çocukların tesellisiydi.
Bu gece şehrinin sokaklarındayım... Ben sokaklarda kalmış biriyim. Benim yolum bir dağın delinmesi ile bitecek bir yol değildir. Hele çöllerden geçeli yıllar oldu. Sabahı bekleyen şairin gününü devireli hastalar şifa bulalı uzun zamanlar oldu.
Ben her geceyi Necip ile kaldırımlarda yürüdüm. Yunus'un bilmem Zikri ile bildim kendimi. Mevlana'nın gel demesiyle her ne olduysa da yine kapına geldim. Ben bu gece şehrinin sokaklarındayım.
“Yol arkadaşım
mumda erimiş
kelebeklerdir.”