Yıldızların arasına astım seni. Herkesin uykuya daldığı saate bende bütün derinlikleriyle gözlerimi sana kapatayım diye. Ve her zaman senle kalmak için.
Gecenin Bir yarısını ibadetle geçir emrine uyarak hatta ifrata giderek bütün geceyi senle geçiriyorum. Ve Peygamber için gecenin bir vakti farz kılınan namaz gibi kendime farz kıldım seni...
Ey Mabedim, kalbimin zikri ile mutmain olduğusun. Seni her anışım, Semalarımı mavilere boyar. Varlığın en güzel renktir semada; Mavi... Güneşe mana katan, yolcuya kandil olan, kuşlara kanat olan sensin Mabedim. Sensiz bütün sesler lal çığlıklardır. Varlığın en güzel kelâmdır. Sedaların en güzelisin. Sensiz işitilmez hiç bir ses. Dilimin zikri ile ballandığısın.
Yıldızların arasına astım seni; gökyüzü aydınlansın, Yıldızlar biraz da parlasın diye.
Her görüşümde seni bayram sevincinden öte bir mutluluk rüzgârı eser Deruni'de. Bu rüzgâr hep en güzel yerde eser. Kimseyle paylaşmam korkma bir benim yüzüme vuru bu rüzgâr. Sakin endişelenmede kimseye göstermem yüz ifademi. Yalancı dersin ya evet iste bu yapacağım hep sırf kimseler bilmesin seni diye. Sadece sensin sokaklarımda esen rüzgar.
Ey Mabedim, sen karacadağ'ın ilkbaharında yüzü esmerleşmiş çocukları ve kadınları bilir misin? Bilmesin bilirim. Onardan da söz edeyim sana: Aslında onlar senin yüzüme dokunuşundan kalan izlerinden hiç bi farkı yoktur. Bu yüz ifadesi ikimizde de var. Kimi zaman hatta çoğu zaman bende bakışımın dokunuşuyla izleri bırakmışım yüzüne. Evet bu karacadağ esmerliği; kalplerdeki güzle duyguları ve Deruni’dekilerin incinmemesi için kendilerini siper edendir. Bu yüz ifadesi derinliklerdeki güzelliklerin en kutsal koruyucusudur. Bunların ardında en güzel duygular, rüzgârın en güzeli ile beslenenlerdir.
Elmasın kömürüdür işte. Hiç anlatamadıklar duyguların birikmişliğidir. Evet aslında anlarsın işte; anlatamadığım duygularımdır
Ey Mabedim, sen bir annenin ağlayan çocuğa ulaşan en güzel sesisin sokaklarımda. Sokaklarımın ağlayan sesine koşanımsın. Senden daha güzel duyulan başka bir ses yoktur sokaklarımda. Sesin oldukça sokaklarıma adım atamaz hiç bir bülbül. Utanır susar bütün bülbüller seni dinler. Deruni'deki bütün kulaklar sana hayran, Sana muhtaç... Sana kesilmiş bütün kulaklar. En güzel sessim...
Ey Mabedim, Sema’ya acılan avuçlara düşen yağmur kadar güzelsin.
Ey Ermiş Çocuk, sen bırak onlar Yusuf'u anlatıp dursunlar. Zaten Benim Züleyha'mı anlatmaya kelimeler bulamazlar. Kim ki seni anlatmaya yeltenirse hadsizlik yapar ancak. Seni ancak gözlerim sana bakarak anlatabilir. Bu anlatım da ancak sadce sana olur. Kimseye anlatılamaz ve kimse anlayamaz.
Ey Mabedim, sen sevincimin, mutluluğumun, huzurumun, hayallerimin ta kendisisin. Sen anlatılmayan en güzelsin...