Hiç bir şeyi dert etme sen...
Ben duygusu derin, peçesi kalın öyle mahrem bir şiirde, kısık kelimelerle, görünmez cümlelerle saklarım yüreğimdekileri. Merak etme; şiirimin en sesli fonu; içe damlayan acıların sesi olur.
Bu hasretin, çatlayan dudaklarını ve kapanmaz yarasını sen bile göremeyeceksin. Sulu gözlerim, çölde su arar gibi bilinir. Deryalarda, çatlamış topuklarla yürürüm izler bırakmadan. Merak etme sen...
Şiirlerin var yanımda. Duyguların ile kalemime yazdırdığın. Sensizliğimi şiirlerin müebbetinde hapsettim. Artık yalnız değil duygularım...
Ey yalnızlığımın sebebi, hiç bir şeye üzülme sen... Mutlu ol. Hayatından da memnun. Ben mi ne yaparım? En fazla iki duble şiirle, bıçaksız neştersiz çıkartırım; yalnızlığın dayanılmaz sancısını. Şiir yer şiir içerim. Sarhoş olur uyuturum duygularımı. Sessiz, küçük harflerle haykırırım içimden içime.
- Bu saatten sonra kimleri mi bulurum? -Hiç düşünme sen... Ben üç şiir bulurum. Özlem hasret ve ayrılık kokan. Her dizesinde burnumun direği sızlar. Yokluğunu çekerim soluksuz ciğerlerime. Kapısı açık kalır gittiğin yerlerin. Bir siyah çelenk takarım; kalemimin şiire bakan yönüne, hasretini tutan mürekkeplere, içimi acıtan sevdamın açlığına, daha da, kaybolduğun satırlara…
Zamanım; Vuslatın ayrılığa kurulu saatinin vaktindedir artık .
Zamanın seni çalan acımasız hırsızlığına, baş kaldırırım. Yalnızca içimden ve sessiz eylemlerle, protestolarla. Ve yalnızca yine kendi camıma taş atar; taşsız duvarlarıma sloganlar atarım.
Öyle seslice bağıramam; sol yanıma gömerim söyleyeceklerimi. Gizlice Deruni'ye açarım yüreğimin ritmini. Bir tek orada yüksek sesle söylerim söylenmemişleri. Sonsuzca tekrarlarım söyleyemediklerimi...
Öyle romantik biri de değilim. Yalnızlığıma akşamları Farsça bir şarkı isteğinden bulunurum en çok. Bu şarkı; bütün kavuşamayanlar adına gelsin derim. Şehrine güzel duygular bulaşmış yürekler adına. Benim yalnızlığıma senin yalnızlığına ve bizim yalnızlığımıza...
- Şiirlerimin kelimeleri, cümleleri, duyguları mi nasıl?
-Sensiz akmaz kaleminde ki mürekkep, dilimdeki sözcükler... Güzel duygular geçmez olur sokağımda. Sensiz bir başka sessiz şehrim. Kâğıtlar sarmaz kalemimi. Sevdasına uçan bir kuş kadar özgür uçmak isterim, ama kırılmıştır kanatlarım Sessiz, ıssız bütün kelimelerim, cümlelerim....
Kalemim nasıl da sabitlenmiştir sana dair olana. Hep eskiye dalar orda kalırım. ne olsa da, tadı çıkmıştır yaşamın.
- Zamanın…?
-Yüreğimin söküğüdür sensiz geçen zaman... Bak zaman geçiyor işte. Bize hiç uğramadan bahar. Sen yine de üzülme. Baharında kal, bakma bana. Kuruyalı çiçeklerim yıllar oldu. Sensizliğinle artık yağmıyor o yağmurlar. Getirdiğin yağmurlarla ıslanıp ölümcül hastalığa yakalandım. Ölümcül bir hastayım artık...
“Boş ver beni.
Mutlu olamazdın
Zaten benle...”
Şükrü DOLAŞ
Devletin xestehanesinden ne haber?
Arzu KILIÇ
SİYASETTE KADININ YERİ
Tanca Çepik GÜLTEKİN
Kırk yıllık kani olur mu yani
Serhat ÇIKMAN
Siverek'te Kavim, Kavmiyetçilik
Abdurrahim PEKŞAHİN
YAZARIMIZ PEKŞAHİN'DEN YETKİLLERE ÇAĞIRI
Mustafa KARADAĞLI / Eğitimci-Yazar
Merdivenin son basamağı gibidir yaşlılık… Zirvedesinizdir ve kulaklarınıza çarpan bir sonbahar esintisidir…
Sinan DAĞBAKAN/Uzman Psikolog
BEN ÇOK ÇİRKİNİM
Hasan İZOL
HASAN İZOL’MU? HASAN SİVEREK’ Mİ?
Dr. Fahriye Yonca AYAS (MEZOPOTAMYA PRENSESİ)
MASALIM: MEZOPOTAMYA' DAN ANTALYA İSTANBUL UÇLARINA UZANAN 3: AŞK VE TOPRAK TUTKUSU YAKAR
Cuma ÖZUSAN
DEMAGOJİ NEDİR
