“Hep gülleri öp olur mu?”
Ben hep kokluyor olacağım.”
Sahi o kadar uzaklaşacak mıydım ben? Takılıp bir gülün yapraklarına, en derinlerde beni bekleyen öpüşlerine mi kavuşacaktım? İnanmazdım buna asla…
“Kokluyorum
Uçuyorum…”
Ey gül, beni gül bahçesinin en güzel gülüne götürür kokun. Çocuklaşıyor, yaşım ve kırışmış yüzüm. Bu kokuda dokunuşun ve tenin var bahçemi sulayan. Dudaklarından dökülen, gülün yağına karışıp en derinlerime iniyor… Sevinçlerim büyüyor. Bu gül, cennetin en güzel bahçesinden, mabedin kucağından gelen en büyük hediye. Bu hediye mabedin kendi aynasından bana sunulan. Avuçlarıma alır almaz uçuyorum… Oradaki dokunuşa, tene kavuşmak için can atıyorum. Koşarak kokluyorum.
Gidiyorum başka diyarlara. Ey gül! Beni saran kokun mu yoksa sahibin mi? Ey Beni saran benliğimin kokusu. Serin bir mutluluk dolanıyor yüzümde senle. Bu sadece kokunun etkisi değil elbet ey gül! Bu etki dokunanın dokunuşudur.
“İzin yok bugün hüzne, bu kokuda.”
Çocuk yaşta bugün bütün sevinçlerim. Avuçlarımdaki, bir elmas, yakut ve inciden kıymetli. Yüzümdeki mutluluk serinliğini, hiç niyetim yok hüzne kaptırmaya. Ten kokulu gül, kalbime sınırsız bir mutluluk veriyor. Ey gül, Hint sümbülü rayihaları arasına, rüzgârın estiği yöne bıraktın beni. Mutluluk estirdin her yanıma…
“Gülün içindeydi mabet
Mabet kendisiydi gülün
Bir tek koku bahçelerde, sen.”
Gülün kokusu bir derin kuyu… Gülün yaprakları bir gizli bahçe; kıymetli ten değmiş, hisleri kuvvetli eşsiz bir mabet. Bir iç bahçe kapıları özel kilitli, Cennet kokusu dolu. Yağmurdan sonraki kokuya koku veren gül…
“ Gülü gül yapan
Güldür.
Bu manayı veren, verenidir”
Gül, evvela gülden güledir ( aşıktan aşkadır). Gül gülü bulur. Sonra gül gülü ile gülü bulur. Gülü yapan ve ona koku veren gül hem bununla kendini bulmak istemiş ve bu yüzden gülü var etmiştir. Gülü tanımak ancak gül ile mümkündür. Gül bir meşaledir, gül, gülü ancak onun ışığıyla görür. Ve gerçek gül ancak gülün gülü bulmasıyla başlar. Eğer gül, gülü görmeden gülün peşine düşerse durumu azatlı iken esir kölenin durumuna benzer.
“Sende değilsem
Köleyim
Sana köleysem hürüm.”
İskender Pala derki:
“Sevgiliyi çiçeğe benzetmek avami, ama çiçeği sevgiliye benzetmek şairanedir.” Çok güzel söylemiş. Çünkü güzel olana benzetilme yapılır. Benzetilen her zaman en güzel özellikleri taşıyandır. Gül sevgilinin güzelliğinden nasiplenmişse güldür. Yani asıl gül sevgilidir. Gül Sevgiliden bir şeyler taşıyorsa kıymetlidir, güldür.
Ey gülü gül yapan gül
Bu gül sendendir diye
Gül-dürendir.”