Ne kadar kaçarsan kaç o seni bulur; benden geçti diye düşünsen de, böyle zamanda hiç olur mu? Desen de. Hem bilmelisin ki: bu öyle bir şey ki kaçıştan, zamandan ve bedenden üstündür.
Şunu bilmelisin ki Deruni, bedenin ölümü için şöyle der : " ebedi doğuşum ve düğünümdür." Bunun sırrı nedir? Diye sual edeceksen. Derim ki Yunus'a kulak ver: "ölen hayvan imiş, âşıklar ölmez"
O tek birdir ölmez. Bedenlerin kapılarından farklı farklı giren bu ışık her bedenin kapısından ayrı ayrı girdiği için bölünür gibi görünür. Ancak diğer bedenlerin kapıları kapanırsa bu bölünme, sayı ortadan kalkar diye hesaplarsınız. Fakat o bölünmeyen, sayılmayan, hesaplanmayandır.
O, Hesapsız ve çıkarsız gelir. Hiç beklenmedik bir zaman gelir, sizi bulur.
Bir eli tutan eller sayılabilir. Fakat o bir bedenden çıkarsa, o eli tutanın şekli, sayısı yoktur. Aslında "bu", özün varlığıyla; bedeninde ölü olan kişinin vucud zindanından kurtuluşudur.
"Bu"na günah ya da sevap de deme. Çünkü "bu"nu bulanlar; günahtan de sevaptan de kurtulmuşlardır. Özünü "bu"nun uğruna harca. Bedenin başka bedenler uğruna harcansa da. Her şeyi sevap görme. Günahı de işleme. Her gördüğüne de "bu" deme. Bu deme de gözüne başka bir göz, başka bir görüş verilsin. Başkalarına ifşa etmediğin için sana verilen o "bu" kalbinde gözüdür. Hiçbir şey ona gizli kalmaz. Unutma Bir göz ancak kalbin gözü ile bakarsa her şeyi apaçık görür.
Elbet Bedenin gözündeki karanlıktakine denseydi ki: '' (bu) Derunide aydınlık bir dünya var, Kekik kokan, okşayan rüzgârlı, beyaz elbiseli Karacadağı olan, Kevser gibi akan pınarları olan, dalgalanan düzlükleri olan, çiçekleri açmış güzel çayırları olan, yıldızlarla dolu bir gökyüzü ve aydınlatan güneşi olan, kelebekli, kuşlu, cıvıltılı, besteli vb…olan dense dahi yinede beden, bu güzelliklerle yüzleşmek yerine, karanlıkla çevrilmiş yüzle yürür ..''Karanlıklar kuşanmış beden, bu güzellikler hakkında hiçbir şey bilmediği için, hiçbirine inanmayacaktır. Beklide baktığı halde görmeyecektir.
Ey dilber görmek için olmak gerek. Olmak için görmek gerek. Deruninin en güzel yerinde büyüdüğüne göre, şimdi tatmalısın, sormalısın ey dilber!
"BU"nu büyüttüğün kadar sormalısın. Ve büyüttüğün kadar tatmalısın. Belki de şimdi sorabilmelisin; şüphelerini, endişelerini, çıkmazlarını, elemlerini
Belki de şimdi anlarsın kendini. Ve bulursun cevaplarını kendinde.
Hakikat nurunun aslı hakikat
Aynada yansıyan nurda arama
Özünü bilenler özrü silendir
Turaplık rızayı teslim edendir
Asıl olan göze nur gönülden gelir
Sevgi muhabbette asuman erir
Ebedi sevgiyi bu toprak verir
Varlık ummanında göz ol da bak
Vahdet ateşinde benliğini yak
(Hacı Bektaş Veli)