Kimi zaman derin bir kuyudan bakar gibi,
Duygularına bakıyor insan.
Düşerim korkusu ve imkânsızlık karamsarlığında,
Siyah beyaz duyguları.
Tam dilinin ucundayken tüm gerçekler,
Sessizliği dil ediyor yüreğine.
Ve gizliyor yüreğinin tüm sırlarını.
İnsan neye susamışsa, en çok da ona susuyor.
Bir kelime sese muhtaç.
Bir gram bakışın fakiri.
Bir küçük dokunuşun külü.
Asırlarca kilitleniyor dili.
Kelimesiz haykırıyor sözcükleri.
Dünyalarca anılar saklıyor.
Ve sukuta aktarıyor özlemini.
Ve sessizliğe anlatıyor derdini.
Kimi zaman Mahi en yüksekte hissederken,
Bırakıyor bir bakışla Deruni'nin kuyularına.
Ansızın eğiliyor mabede.
Hemen bir kul oluveriyor.
Mabede bir yetim...
Bir bakışına değebilmek oluyor tek duası.
Kendini unutuyor kendi olmayan dünyada.
Damlaları iniyor hasretin.
Temmuzun on beşinde olsa da zaman,
Yine de üşür Mabetsiz yetim.
Sarmalanmak istiyor.
Sarmak istiyor.
Ve en acısından iç çekiyor,
Sensizliğin uzayıp gideninden,
Bitmez yollarda yürüyor sanki.
Bir tesellinin doğmasını bekliyor ,
Şu ay doğsa artık.
Hasret diye bir tepeye yuvarlanır güneşi.
Karanlıklara boyanıyor umutları.
Kimi zaman maviliklerden sever gibi,
Duygularını asıyor ötelere .
Tek bir bana yakın, tek bir bana uzak.
Ve tek sende kaybettim kendimi,
Ve yine tek sende buldum ruhumu.
Bilir misin Rıha birbirimizi bulmamız;
Gecenin Karanlığını yırtandı,
Görünmez bir tohumdu toprağa düşen
Bir adım sen, bir adım bendim
Bu adımlarla maviye boyandı yüreklerimiz
Ölüsünüz, yasaklısınız dediler
Hasretimiz, sevgimiz sukuta sığındı çığlık çığlığa...
Tam da bulmuşken,
Gitmeli miydik bize ait olmayan bu şehirden.
Bir deniz kenarı mı olurdu,
Bir dağ başı mı olurdu,
Gitseydik bu karanlıktan...
Derun'yi yurt etseydik kendimize,
Özlemlerden uzakta..
Her yanımızda duygularımızın cıvıltıları,
Üstümüzde en aydınlığıyla ay...
Deruni'de bir dil ile büyürdük, Sevdanın, Mahi'nin dilinden.
Avuçlarımızda mutluluk,
Hiç bitmeyecek tek güzellik.
Böyledir Deruni'deki hayatlar...
Bir cennet ömrü kadar kıymetlidir…
Sonrası olmayan,
Gecesi gelmeyen.
Mabetli…