Sen zaten arama beni…! Ben tek başıma da düşerim bu kutsal yolla. Kalbimin en derin yolcusu sen olunca bütün yollar sana uzar zaten. Zaman dışı kalmış ben. Ne kadar yol varsa gözlerimin önünde, tek menzile doğru yol alır…
Adımlarım adımlarım…
“Adımlarım;
her nefesinde
gurbet “
Bir mülteci çocuk gibi yine adımlarım. Sabırsızca hızlanmaya başlar bu yolda. Zamana kulak asmadan bir İlkay AKKAYA şarkısı dinleyerek ve daha yeni üniversiteye başlamış bir gencin, Amed’e doğru heyecanlı yürüyüşü gibi koşarım bu yolları.
Her nefesinde adımlarım; kalbi türküler yakan bir alevi sesi olur. Döner-dolanır ve Erdal ERZİNCANLI’dan; “yalan imiş yalan imiş…” sözleri yüzüme çarpar.
Sonra da geçmişten kalan her şey... Gözlerimi yakar ıssız, yalnız ve sessiz yol. Sadece o yalnızlığı, sessizliği bozmak için yürürüm. Sonra perişan, bitkin bir halde ortasında kalırım bu yolun. Olduğum yerde yıkılır ruhum. Ayaklarım, bedenim yok artık yolda. Az ilerde duran dünüm. Ve parmak uçlarımda sarı bir sonbaharın yaprak dökümü.
“Ben
Zaten
Sonbaharım.”
Özleme beni… Sahiden en son ne zaman özledin ki? Hiç katık ettin mi yoluna beni? Ezbere bildiğin şarkılardan kaçtın mı hiç? Yada ne bileyim defalarca o şarkıları dinleyip durdun mu? Kaybolduğun oldu mu bu yolda ? Boş ver kaybolma, uğrama da o şarkıların şehrine. Kaybolma. Kaybolursan ya orda yine denk gelirsek; ben çok kayboldum da kendi içimde, bu yolda.
Yoksa yalnızca bir başıma mı kayboldum bu yolda. Sahi bulabildin mi beni herhangi bir zaman diliminde? Pardon. Sanki bu yola çıkmışsın gibi soruyorum. Yine kendime mi soruyorum bu soruları. Kapıları kapatarak bu yola yürüdün mü hiç? Hiç aklımdan/ yolumdan çıkmıyorken sen, hiç aklına geldiğim oldu mu?
Ah be yolum…! Bilsen nasıl özlüyorum bizi.
Sen zaten başlamadın beni... Bunu başarırsın bilirim. Hayatında hiç olmamışım gibi yoluna devam et. Sakın çıkmazlara, olmazlara, sonbahara ve seni mutlu edemeyenlerle yürüme. Boş ver beni. Hem zaten boş vereli baya olmuş. Sen bakma bana. Ben yine her adımda yolundayım bunu da bil. Belki de bilmemen daha iyi olur. Bilme.
Ben yine yolumu yürü ve mırıldanırım kendi kendime. Olur da bir gün yürümek istersen bu yolu. Eğer gelip de adımlarımın bittiğini görürsen; yürümekten yorulduğumu görür ya da duyarsan; Ya da bu yoldan çıktığımı sanırsan;
“bil ki;
bitmiştir
yollarım.”